Miyomların neden oluştuğunun net olarak belirlenmediğini söyleyen Kadın Hastalıları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ulkar Heydarova, “Ancak genetik etkenler, hormonal sistem ve büyüme faktörleri ile ilişkisi olduğu kanıtlanmıştır. Ergenlik ve menopoz sonrası dönemde az görülüp, üreme çağında sık görülmesinin altında yatan neden, çalışmalarda da gösterilmiş olan miyomların hormonlara (östrojen ve progesteron) duyarlılığıdır. Bu nedenle östrojen maruziyetinin azalması, doğum sayısındaki artış ve sigara kullanılmaması gibi durumlarda daha az görülmektedir” diye konuştu.
Kısırlık riski
Birçok kadında miyomların bulunmasına rağmen bulgu vermediğini belirten Dr. Heydarova, “Sıklıkla rutin jinekolojik muayenede veya başka bir nedenle yapılan radyolojik incelemelerde ortaya çıkar. Ancak, düzensiz ve yoğun olan adet kanamaları gibi şikayetlerde ilk akla gelmesi gereken durumlardan biridir.
Büyük boyutlara ulaşmış miyomlar idrar kesesine ve bağırsaklara baskı yaparak sık idrara çıkma, ağrılı dışkılama ve ağrılı ilişki (disparoni) gibi sorunlara yol açabilmektedir. Yerleşim yerine göre değişmekle birlikte hastalarda kısırlığa (infertilite) dahi yol açabilmektedir” ifadelerini kullandı.
Dr. Heydarova, “Yaklaşık her on gebelikten birinde rahimde miyom görülebilmektedir. Küçük boyutta olanları sıklıkla gebeliğin gidişatını kötü etkilemezken büyük boyut miyomlar erken gebelik kanamaları, doğum sonrası kanamanın durmaması ve bebeğin kaybedilmesi gibi sorunlara da yol açabilmektedir” dedi.
Muayeninizi aksatmayın
Küçük boyutlu miyomların kişide şikayet oluşturmuyorsa düzenli aralıklarla jinekolojik muayene ve ultrason ile takibinin yeterli olduğunu söyleyen Dr. Heydarova, “Miyom tedavisi ilaç (medikal) veya cerrahi yöntemlerle yapılmaktadır. Tedavi seçiminde hastanın yaşı, miyom yerleşimi, büyüklüğü ve sayısı, semptomların şiddeti ve ailenin çocuk sahibi olma isteği gibi etkenler rol oynamaktadır. Rahim içi yerleşimli miyomların tedavisinde histeroskopik myomektomi dediğimiz yöntem tercih edilmektedir” diye konuştu.
Tedavi seçenekleri
Op. Dr. Ulkar Heydarova, “Cerrahi tedavi seçeneklerinden biri olan myomektomi rahmin yerinde bırakılarak sadece miyomun çıkarılması ameliyatıdır. Histerektomi ise miyomla rahmin tamamının çıkarılması ameliyatıdır. Her iki ameliyat laparoskopik (kapalı yöntem dediğimiz göbek deliğinin altından yapılan küçük kesilerle) ve laparotomik (açık ameliyat) olarak yapılabilmektedir. Kapalı yöntem (laparoskopik) ameliyat çok küçük kesilerden yapıldığı için hastalarda estetik kaygı oluşturmaz ve aynı zamanda ameliyat sonrası iyileşme süreci daha kısa olduğu için hastanın normal yaşama dönüşünu hızlandırır” ifadelerini kullandı.