Lübnan, Filistin topraklarında İsrail’in 1948’de bağımsızlığını ilan etmesiyle göçe zorlanan yüz binlerce Filistinlinin yaşadığı kamplara ev sahipliği yapıyor.
Komşusu oldukları ülkede imkansızlıklar içinde mülteci hayatı yaşayan Filistinlilerin kaldığı evler, iki insanın birlikte yürümesine imkan tanımayan dar sokaklar üzerine kurulu.
TEK ODALI EVLERDE YAŞAM MÜCADELESİ
Tüm kamplarda olduğu gibi birbirine çok yakın ve oldukça küçük yapılmış evler, iki veya tek odalı oluyor, genişliği 25 metrekareyi bulmuyor.
ELEKTRİK ÇARPMASINA BAĞLI ÖLÜMLER
Birleşmiş Milletlerin (BM) belirlediği dar alanlara kurulan kamplardaki yapılaşma nedeniyle birbirine oldukça yakın olan evlerin yarısı, gün ışığından bile faydalanamıyor.
Kilometrekareye düşen insan sayısıyla dikkati çeken bu kamplarda; nem, yağış ve yerden geçen su hatları nedeniyle elektrik çarpmasına bağlı ölümler de yaşanıyor.
EĞİTİMDE ZORLU KOŞULLAR
Filistinli çocukların devlet okullarına alınmaması üzerine kamplarda, Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’na (UNRWA) bağlı okullarda, 37 bine yakın öğrenci eğitim görüyor.
Türkiye’den İHH başta olmak üzere diğer sivil toplum kuruluşlarınca eğitim desteği de verilen kamplarda, sınıflara 60’ın üzerinde öğrenci düşüyor. Öğretmen eksikliğinin yanı sıra fiziki yetersizlikler nedeniyle güç koşullarda sürdürülen eğitim hayatını, çocukların çoğu çalışmak zorunda kaldığı için tamamlayamıyor.
UMUTLARINI DUVARLARA İŞLİYORLAR
Öte yandan sokakta oynayan çocuklardan kısıtlı imkanlarda çalışan gençlere kadar kampların “dördüncü nesli” diye nitelendirilen kuşak, sosyal medyayı da etkili kullanıyor.
Bu, 6 ila 14 yaşındaki genç kuşağın, umut ve özgürlüğe olan tutkuları ise söyledikleri marşlarda, resmettikleri duvarlarda dikkati çekiyor. Gençler, özlemini duydukları hayatın yanı sıra vatanlarına olan tutkusunu kampların duvarlarına işliyor.