İsmailağa Cemaati’nin Suriye’nin başkenti Şam’da yeni bir medrese açma hazırlığında olduğu iddiası gündeme bomba gibi düştü. Cemaatin bu girişimi, sadece Türkiye’de değil, uluslararası alanda da dikkat çekti. İddialara göre İsmailağa, bölgede etkin olan cihatçı gruplarla iş birliği içinde hareket ediyor ve bu durum hem güvenlik hem de sosyo-politik açıdan tartışmalara yol açıyor.
6 Ocak’ta Suriye’ye giden İsmailağa heyeti, Humus Müftüsü Muhammed Sehl Cüneyd ile görüşmeler gerçekleştirdi. Bu temasların ardından, Suriyeli Vakıflar Bakanlığı ile de masaya oturuldu. Görüşmelerde “Dirayet Vakfı” üzerinden iş birliklerinin geliştirilmesi kararı alındı. Cemaatin sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımlarda, bu ziyaretlerin “kardeşlik hukuku” kapsamında gerçekleştirildiği vurgulandı.
15 Eylül’de ise İsmailağa’nın yeni bir heyetle tekrar Şam’a gittiği duyuruldu. Bu ikinci ziyaret sonrası yapılan açıklamalarda, Şam’da “İsmailağa İlim Merkezi” adıyla bir medrese açılacağı belirtildi. Söz konusu medresenin, hem Suriyeli gençlere hem de bölgedeki dini eğitim faaliyetlerine yön vereceği iddia ediliyor.
Ancak bu girişim, farklı çevrelerden sert eleştiriler aldı. Bazı uzmanlar, bu adımın Türkiye’nin Suriye’deki dengeleri daha da karmaşık hale getirebileceğini ve radikal yapıları güçlendirebileceğini savunuyor. Aynı zamanda, Türkiye’nin FETÖ sonrası boşalan dini yapılar üzerindeki denetimini artırmak isteyen cemaatlerin, yurtdışında da benzer bir strateji izlediği öne sürülüyor.
Bölgedeki mevcut savaş atmosferi, dış müdahaleler ve dini cemaatlerin etkinliği düşünüldüğünde, İsmailağa’nın bu hamlesi hem Türkiye-Suriye ilişkilerinde hem de bölge siyaseti açısından önemli sonuçlar doğurabilecek nitelikte.