Yükseköğretim Kurulu (YÖK), son günlerde kamuoyunda Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın eğitim geçmişine dair ortaya atılan iddialarla ilgili kapsamlı bir açıklama yaptı. Kurum, yaptığı yazılı duyuruda Fidan’ın lisans, denklik ve yüksek lisans süreçlerinin tamamının yasal mevzuata uygun şekilde yürütüldüğünü ve “hiçbir usulsüzlüğe rastlanmadığını” belirtti.
YÖK’ün açıklamasında, Hakan Fidan’ın eğitim süreciyle ilgili detaylara da yer verildi. Buna göre, Fidan 1994 yılında “Government and Politics” (Siyaset ve Yönetim Bilimleri) alanında lisans eğitimine başlamış ve 1997 yılında programı başarıyla tamamlamıştır. Mezuniyetinin ardından Türkiye’ye dönen Fidan, 15 Ocak 1998 tarihli Yükseköğretim Yürütme Kurulu kararı doğrultusunda “Politik Bilimler” alanında Diploma Denklik Belgesi almıştır.
Kurul, yapılan incelemelerde diplomanın denkliğinde herhangi bir uygunsuzluk tespit edilmediğini, tüm işlemlerin o dönemde yürürlükte olan yönetmelik ve kanunlara tam olarak uygun biçimde gerçekleştirildiğini vurguladı. Ayrıca, Fidan’ın yüksek lisans eğitimine başlamadan önce gerekli belgeleri ilgili kurumlara sunduğu ve sürecin mevzuat çerçevesinde yürütüldüğü ifade edildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Sayın Hakan Fidan’ın yükseköğretim süreciyle ilgili olarak kamuoyuna yansıyan iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. Söz konusu denklik işlemleri ve sonrasındaki akademik süreç, Yükseköğretim Kurulu’nun ilgili birimlerince detaylı şekilde incelenmiş ve tüm belgelerin hukuka uygunluğu teyit edilmiştir.”
YÖK, ayrıca lisansüstü eğitimlerde denklik işlemleriyle ilgili kamuoyuna bilgi vererek, “Mevzuata göre yüksek lisans eğitimine başlamak için denklik işleminin tamamlanmış olması zorunlu değildir. Ancak diploma alınabilmesi için denklik belgesinin ibraz edilmesi gerekir.” açıklamasında bulundu. Bu açıklama, sosyal medyada tartışma konusu olan “denklik alınmadan yüksek lisansa başlanamaz” iddialarına da doğrudan yanıt niteliği taşıdı.
YÖK’ün bu açıklaması, özellikle bazı siyasi çevrelerin “Fidan’ın diplomaları ve eğitim geçmişinde usulsüzlük olduğu” yönündeki iddialarının ardından geldi. Yapılan resmi bilgilendirmeyle birlikte, söz konusu iddiaların asılsız olduğu vurgulandı. Kurum, kamuoyunu yanıltan iddialar konusunda hukuki adımların da değerlendirilebileceğini belirtti.
Siyasi kulislerde YÖK’ün bu çıkışı, hem Türkiye’nin uluslararası saygınlığını korumaya yönelik bir adım hem de devlet kurumlarının şeffaflık politikasını güçlendiren bir açıklama olarak değerlendirildi. Eğitim hukukçuları, YÖK’ün yaptığı bu bilgilendirmenin Türkiye’deki yükseköğretim sistemine dair kamu güvenini artırdığını ifade etti.
Hakan Fidan’ın kamu görevi süresince eğitim geçmişine dair tartışmalar zaman zaman gündeme gelse de, YÖK’ün bu açıklamasıyla birlikte söz konusu tartışmaların net biçimde kapanması bekleniyor. Kurumun açıklamasında ayrıca, devlet kurumlarında görev yapan kişilerin eğitim belgeleri ve denklik süreçlerinin belirli bir sistematik denetimle yürütüldüğü, dolayısıyla kişisel iddialarla itibarsızlaştırma girişimlerinin doğru olmadığının altı çizildi.
Bu gelişme, yalnızca Hakan Fidan özelinde değil, Türkiye’deki yükseköğretim sisteminin işleyişi, denklik uygulamaları ve akademik şeffaflık açısından da önemli bir örnek olarak görülüyor.
