Bazı Evlere Gidilmez (miş)
Ayşe’nin farklı evlerde yaşadığı deneyimler, toplumdaki iletişim biçimlerini ve ev ortamlarının insan üzerindeki etkisini mizahi bir dille gözler önüne seriyor.
Dedikodu Evleri:
Sözlerin çaydan hızlı aktığı bu evlerde başkalarının hayatı konuşulur. Ayşe, dedikodunun güveni erittiğini fark eder.
Gösteriş Meraklısı Evler:
Süsün ve gösterişin samimiyetin önüne geçtiği bu evlerde Ayşe, misafiri etkileme telaşının misafir ağırlamanın yerini aldığını görür.
İftira ve Abartı Evleri:
Gerçeği süsleyen, hatta çarpıtan hikâyeler Ayşe’yi rahatsız eder. Abartının ve iftiranın güveni yok ettiğini anlar.
Mahremiyetsiz Evler:
Kapıların çalınmadığı, perdelerin kapanmadığı bu evlerde Ayşe, özel alanın önemini daha iyi kavrar.
İkiyüzlü Misafirperverlik:
Salonda güler yüz, mutfakta şikâyet… Ayşe, samimiyetin sözlerde değil tutumlarda gizli olduğunu öğrenir.
Kıskanç ve Küçümseyici Evler:
Başkasının sevincine gölge düşüren tavırlar Ayşe’ye kıskançlığın hem kişiyi hem ortamı zehirlediğini gösterir.
Dramalı Evler:
Tartışmanın hiç eksik olmadığı bu evler Ayşe’ye huzurun ne kadar kıymetli olduğunu hissettirir.
Yasaklarla Dolu Evler:
Eşyaların insandan daha değerli olduğu bu evlerde misafirlik stres hâline gelir.
Kötü Niyetli Planların Kurulduğu Evler:
Başkalarının hayatına müdahale etmeye çalışanların huzur bulamayacağını fark eder.
Sonuç:
Ayşe için bir evi değerli kılan; süsler, eşyalar ya da kurallar değil, sevgi, saygı ve içtenliktir. Gerçek ev ortamı, insanın kendini güvende ve değerli hissettiği yerdir.



