Türkiye’de asgari ücretle çalışan milyonlarca kişi için ev sahibi olma hayali, mevcut ekonomik koşullar altında neredeyse imkânsız hâle geldi. Yapılan son ücret artışlarına rağmen konut fiyatlarındaki hızlı yükseliş, dar gelirli vatandaşların alım gücünü ciddi biçimde zorluyor. Özellikle büyükşehirlerde ortaya çıkan tablo, asgari ücretli açısından ev sahibi olmanın artık ulaşılabilir bir hedef olmaktan çıktığını gösteriyor.
Güncel veriler incelendiğinde, ortalama konut fiyatları ile asgari ücret arasındaki makasın her geçen yıl daha da açıldığı görülüyor. İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere büyük şehirlerde ortalama bir daireye sahip olabilmek için asgari ücretle çalışan bir kişinin onlarca yıl boyunca hiç harcama yapmadan gelirini biriktirmesi gerekiyor. Bu süre bazı şehirlerde 30 yılın, bazı şehirlerde ise 40 yılın üzerine çıkıyor.
Asgari ücrete yapılan zamlar, kısa vadede maaşları artırsa da yüksek enflasyon, artan yaşam maliyetleri ve konut fiyatlarındaki sert yükseliş nedeniyle reel alım gücünde kalıcı bir iyileşme sağlayamıyor. Gıda, kira, ulaşım ve enerji giderlerinin hızla artması, çalışanların birikim yapmasını neredeyse imkânsız hâle getiriyor. Bu durum, ev almak bir yana, kirada yaşamayı dahi zorlaştıran bir tablo ortaya koyuyor.
Konut fiyatlarının yanı sıra kredi faiz oranlarının yüksek seyretmesi de asgari ücretli için ev sahibi olmayı daha da güçleştiriyor. Peşinat gerekliliği ve uzun vadeli kredi geri ödemeleri, düşük gelirli çalışanlar açısından ciddi bir finansal yük anlamına geliyor. Uzmanlar, mevcut şartlarda konut alımının büyük ölçüde orta ve üst gelir grubuna hitap eder hâle geldiğine dikkat çekiyor.
Ortaya çıkan bu tablo, barınma sorununun yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal bir mesele hâline geldiğini gösteriyor. Asgari ücretli çalışanlar için ev sahibi olmak artık uzun vadeli bir hedef olmaktan çıkarken, konut piyasasındaki bu dengesizlik toplum genelinde ciddi tartışmalara yol açıyor. Mevcut koşullar değişmediği sürece, dar gelirli vatandaşlar için ev sahibi olma hayalinin daha da uzaklaşacağı değerlendiriliyor.



