Avrupa Hareketi adlı düşünce kuruluşunun gerçekleştirdiği yeni bir kamuoyu araştırması, Avrupa halkları arasında demokrasiye olan güvenin giderek azaldığını ve yerini güçlü lider arayışına bıraktığını ortaya koydu. Ankete göre, katılımcıların sadece yüzde 36’sı demokrasiyi tüm yönleriyle desteklediğini ve oy hakkı ile denetim mekanizmalarını vazgeçilmez bulduğunu belirtti. Bu oran, Avrupa’nın demokratik yapısına yönelik önemli bir kırılmanın sinyali olarak değerlendiriliyor.
Araştırmanın dikkat çeken bir diğer sonucu ise geri kalan yüzde 64’lük kesimin demokrasiye olan bağlılığının zayıflaması. Bu katılımcılar, demokratik sistemlerin işlevselliğine dair ciddi şüpheler taşıyor ve giderek daha fazla sayıda kişi, etkili kararlar alabilen güçlü liderlerin toplumları daha iyi yöneteceğine inanıyor. Uzmanlara göre, bu eğilim Avrupa genelinde popülist ve otoriter liderlik anlayışlarının daha çok benimsendiğini gösteriyor.
Avrupa iş birliği hâlâ güçlü ama…
Anket, demokrasiye olan güvenin azalmasına rağmen Avrupa ülkeleri arasındaki iş birliği ruhunun hâlâ yüksek olduğunu gösteriyor. Katılımcıların büyük çoğunluğu, Ukrayna’ya yapılan askeri ve insani yardımların sürdürülmesini destekliyor. Ayrıca, bilgi kirliliği ve dezenformasyonla mücadele edilmesi gerektiği konusunda da fikir birliği bulunuyor.
Özellikle Rusya’nın artan tehditlerine karşı ortak savunma mekanizmalarının kurulması gerektiğini düşünen Avrupalıların oranı da yüksek. Katılımcıların büyük bir kısmı, Avrupa Ordusu’nun kurulmasını destekliyor. Bu da Avrupa halklarının dış tehditlere karşı birlik içinde hareket etme isteğini koruduğunu gösteriyor.
Demokrasiye inanç neden azalıyor?
Siyaset bilimciler, bu eğilimin arkasında ekonomik krizler, artan yaşam maliyetleri, sosyal hizmetlerdeki aksaklıklar ve geleneksel siyasi partilere duyulan güven kaybı olduğunu ifade ediyor. Vatandaşlar, karmaşık bürokratik süreçlerin yerine daha hızlı kararlar alınmasını sağlayacak güçlü liderleri tercih ediyor.
Bu durum, genç kuşaklarda da kendini gösteriyor. Avrupa genelinde yapılan farklı araştırmalar, özellikle 18-35 yaş grubundaki bireylerin demokrasiyi “etkisiz” ve “zayıf” bir sistem olarak görmeye başladıklarını, bunun yerine güçlü liderlerle yönetilen sistemleri daha cazip bulduklarını ortaya koyuyor.