Türkiye’de dijital içerik üreticilerinin yani “influencer”ların faaliyetleri, devlet kurumları tarafından çok daha yakından izlenmeye başlandı. Özellikle sosyal medya üzerinden reklam, tanıtım ve marka iş birliği yapan yüksek takipçili kullanıcıların “sorumluluk bilinciyle hareket etmesi” gerekliliği vurgulanırken, ilgili bakanlık yeni düzenlemeleri devreye alıyor. Bu kapsamda, belirli bir takipçi sayısının üzerindeki içerik üreticilerinin yasal eğitim alması, sertifika edinmesi ve reklam faaliyetlerinde “etiğe ve şeffaflığa” uyması yönünde bir hazırlık sürecine girildi.
Söz konusu düzenlemenin temel amacı, sosyal medya tanıtımlarındaki örtülü reklam, tüketici yanıltıcılığı ve vergisel yükümlülüklerin göz ardı edilmesi gibi riskleri minimize etmek. Eğitimin içerik üreticisine sağlayacağı başlıca kazanımlar arasında tüketici hakları farkındalığı, gelir beyanı bilinci ve markalarla yapılan iş birliklerinde şeffaflık yer alıyor. Uzun vadede ise sektörün “==kontrolsüz yükselişin ardından düzelme dönemi==” olarak anılacağı öngörülüyor; zira içerik üreticiliği artık sadece fenomene dönüşmek değil, profesyonel ve hukuka uygun bir meslek haline gelme sürecinde.
Bu adım, yalnızca influencer’ları değil, reklam veren markaları, sosyal medya platformlarını ve tüketicileri de doğrudan etkiliyor. İçerik üreticilerine yönelik sertifika zorunluluğu ve eğitimin ardından “belge sahibi olmayan iş birliklerine katı sınırlmalar” getirilmesi bekleniyor. Denetim mekanizmaları, sadece içerik değil, banka hareketleri, vergi kayıtları ve izleyici etkileşimi gibi parametreler üzerine kurgulanıyor.
Sektör temsilcileri bu gelişmeyi “dijital pazarlamada yeni bir çağın başlangıcı” olarak değerlendiriyor. Bu bağlamda influencer kavramı günümüzde sadece “takipçi sayısı” ile değil, “etkileşim oranı”, “hukuka uygunluk”, “gelir beyanı” ve “marka uyumu” gibi çok daha geniş bir çerçevede yeniden tanımlanıyor.



