Kemal Kılıçdaroğlu’nun sosyal medya üzerinden yayınladığı ve parti içinde büyük ses getiren video, yalnızca dokuz milletvekili tarafından paylaşılmasıyla dikkatleri üzerine çekti. Videoda, “CHP arınmalı” ve “İmralı’ya gidilmeli” gibi sert ifadeler yer alırken, bu mesajın tam da Mansur Yavaş’a soruşturma izni verilen gün gündeme gelmesi yorumlara konu oldu. Bu durum, Kılıçdaroğlu’nun kamuoyuna yönelik çıkışının parti içindeki dengelerle eş zamanlı ilerlediği algısını doğurdu.
Parti içi belge ve dilekçe sürecinin ardından paylaşılan videoya destek veren vekillerin çoğu, aynı zamanda Genel Başkan Özgür Özel’e yazılan mektuba imza atan isimlerden çıktı. Bu bağlantı, mevcut yönetim ile eski genel başkan merkezli siyaset arasındaki çizgiyi bir kez daha görünür kıldı. Diğer taraftan, videoyu paylaşmayan temsilciler ve sessiz kalan milletvekilleri de dikkat çeken taraf olarak sürece dahil oldu.
Analistler, bu gelişmenin yalnızca medya ayağı ile sınırlı kalmayıp partide geleceğe yönelik stratejik yönelimlerin habercisi olduğunu vurguluyor. CHP’nin iç dinamiklerinde yaşanan hareketlenme, tabanla kurulan bağ, siyasal iletişim stratejileri ve kamuoyuyla kurulan etkileşim süreci açısından önemli bir turnusola dönüşmüş durumda. Sosyal medya üzerinden yayılan bu tür içerikler, klasik siyaset yapma yöntemlerinin yerini giderek “imaj + mesaj” ikilisine bırakıyor.
Politika gözlemcilerine göre, Kılıçdaroğlu’nun paylaştığı video, bir reform çağrısından ziyade parti içi bir mekaniği tetikleyen adım olarak okunuyor. Videonun içeriğindeki “arınma” ve “yeni başlangıç” vurgusu, yönetim kadrolarıyla, kurultay beklentileriyle ve tabanın değişim talebiyle doğrudan bağlantılı. Bu yönüyle süreç, sadece bir medya hamlesi olmanın ötesinde partisinin geleceğini yeniden şekillendirme sürecinin işareti olarak değerlendiriliyor.



