Sincan’da görev yapmış eski bir polis memuru ve Uygur Türkü eski tutuklu Abdulveli Eyüp, ABD yayın kuruluşu CNN’e verdikleri röportajda, Çin’in bölgedeki azınlıklara sistematik bir baskı uyguladığını ve işkence ettiğini anlattı.
“SUÇLARINI İTİRAF ETTİRMEK İÇİN İŞKENCE YAPTIK”
Sincan’da 10 yıl görev yaptıktan sonra Çin’den kaçarak Avrupa’ya gelen eski polis memuru, görevinin Sincan’daki Uygurları tutuklamak ve “suçlarını” itiraf ettirmek olduğunu söyledi.
Çin’de yaşayan akrabaları ve kendisiyle ilgili duyduğu güvenlik endişesinden dolayı isminin saklı tutulmasını isteyen ve “Ciang” olarak adlandırılan eski polis “farklı farklı yöntemler uygulayarak Uygurlara işkence ettiklerini” anlattı.
“İYİ POLİS KÖTÜ POLİS OYNARDIK”
Ciang, “Bazıları iyi polisi, bazıları kötü polisi oynuyordu. Onları dövdükten sonra sigara ikram ederdik.” ifadesini kullandı.
Aralarında kadınlar, 14 yaşlarında çocukların da olduğu yüzlerce etnik kökenliye işkence ettiklerini belirten Ciang, bazen diğer mahkumlara tutuklanan Uygurlara tecavüz etme emri verdiklerini söyledi.
Diğer yandan Pekin yönetimi Sincan’da insan hakları ihlaline ilişkin hakkındaki suçlamaları reddediyor.
Ciang bazı durumlarda tutukluların cinsel organlarına elektrik vererek işkence ettiklerini de aktardı.
“HİÇBİRİ AŞIRILIK YANLISI DEĞİLDİ”
Bunun yanı sıra Sincan’da görev alan polislerin maaşlarının ikiye katlandığını söyleyen Ciang, tutukladığı kişilerin “aşırılık yanlısı olup olmadığına” ilişkin şunları söyledi:
“Hiçbiri. Sincan bir savaş bölgesi değil ve bu insanlar bizim yurttaşlarımız; yabancı, düşman değil.”
Ciang “görevini” yapmasaydı Çin hükümetinin kendisini de “terörist” ilan ederek tutuklayacağını belirtti.
“BU İNSANLARLA YÜZLEŞEMEZDİM”
Kendisine, işkence ettiği tutuklulardan biri ile karşılaşması halinde ne yapacağı sorulan Ciang,şunları söyledi:
“Korkuyorum. Oradan ayrılırdım. Bu insanlarla nasıl yüzleşeceğim? Kendimi suçlu hissederdim. Sadece asker de olsanız, olanlardan hâlâ sorumlusunuz. Evet emirleri yerine getirmeniz gerekiyor. Ama birçok insan bunu birlikte yaptı. Bundan biz sorumluyuz.”
GÖZALTI MERKEZLERİNDEKİ İŞKENCELER
Çalıştığı okulda Uygurca konuştuğu için 2013 yılında tutuklandığını söyleyen anaokulu öğretmeni Abdulveli Eyüp, ABD yayın kuruluşu CNN’le mülakatında, gözaltı merkezlerinde yaşadığı süreci anlattı.
Eyüp, tutuklandığında “kaplan sandalye” diye adlandırılan işkence araçları ile kendisine elektrik şoku uygulandığını ve coplarla dövüldüğünü söyledi. Polislerin kendisini casusluk ve ayrılıkçılık suçlaması ile gözaltına aldığını ve işkence yaparak “suçunu itiraf etmesini” istediklerini belirtti.
Eyüp, tutuklandığı ilk gece, polis memurlarının emriyle Çinli mahkumların etrafını çevreleyerek kendisine birçok kez tecavüz ettiğini söyledi.
Yeğeninin aralarında olduğu çok sayıda akrabasının da gözaltına alındığını aktaran Eyüp, “kızı gibi gördüğü” yeğeninin tutuklu bulunduğu merkezde öldüğünü ifade etti.
Çinli yetkililer ise, Eyüp’ün yeğeninin gözaltındayken ölmediğini, organ yetmezliği nedeniyle tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybettiğini açıkladı.
15 ay tutuklu kaldıktan sonra “suçunu” itiraf ederek serbest kalan ve Sincan’dan kaçan Eyüp, şu anda ailesi ile birlikte Norveç’te yaşıyor.
Kendisini tutuklayan polisleri ve işkencecileri affedebileceğini söyleyen Eyüp, “Onlardan nefret etmiyorum çünkü hepsi bu sistemin kurbanı.” dedi.
ÇİN’İN SİNCAN UYGUR ÖZERK BÖLGESİNDEKİ UYGULAMALARI
Çin’de son yıllarda Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller insan hakları kuruluşları ve birçok devlet tarafından eleştiriliyor. Pekin’in “mesleki eğitim merkezleri” olarak adlandırdığı, uluslararası kamuoyunun ise “yeniden eğitim kampları” diye tanımladığı yerlerde, çok sayıda Uygur Türkü zorla tutuluyor.
Pekin yönetimi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin olduğuna ve söz konusu kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermiyor.
BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken Çin, şu ana kadar kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin verdi.
Çin makamları, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini ise geri çeviriyor.
Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Vang Vınbin, daha önce yaptığı açıklamada, Müslüman Uygur Türklerine yönelik keyfi gözaltı ve zorla çalıştırıldığına ilişkin haberleri, “Çin karşıtı güçlerce uydurulan yalan ve yanlış bilgiler” diye nitelemişti.