Son dönemde televizyon ekranlarında yaşanan sert tartışmalara bir yenisi daha eklendi. Canlı yayında karşı karşıya gelen avukat ve akademisyen Ersan Şen ile gazeteci Cem Küçük arasında İmralı üzerinden başlayan söz düellosu kısa sürede tansiyonu yükseltti. Program akışı içinde karşılıklı eleştirilerin giderek sertleşmesi, izleyicilerin dikkatini ekranlara kilitlerken, tartışmanın boyutu sosyal medyada da geniş yankı uyandırdı. Özellikle gündemin yoğun olduğu bir dönemde yaşanan bu gerilim, siyasetin kritik başlıklarından biri olan İmralı meselesi etrafında şekillendi ve iki isim arasındaki görüş ayrılıklarını bir kez daha görünür hale getirdi.
Ersan Şen, canlı yayın sırasında hukuki ve siyasi açıdan konunun nasıl değerlendirilmesi gerektiğine dair düşüncelerini dile getirdi. Şen’in ifadeleri üzerine söz alan Cem Küçük ise yorumların tutarlılığı üzerinden eleştirilerde bulundu ve Şen’in zaman zaman görüşlerinde değişiklik yaptığını iddia ederek “Senin zikzakların çok fazla” sözleriyle tartışmanın fitilini ateşledi. Bu cümle sonrası stüdyoda gerilim belirgin şekilde yükseldi.
Ersan Şen, kendisine yönelik bu eleştiriye sert bir dille karşılık vererek görüşlerinin hukuk perspektifinden değerlendirildiğini, hiçbir zaman kişisel ya da siyasi bir hesapla konuşmadığını vurguladı. Kendi tutarlılığını savunan Şen, kamuoyunun hassas olduğu bir konuda böyle suçlayıcı bir ifadeyi kabul etmediğini belirtti. Cem Küçük ise sözlerinin arkasında durarak Şen’in geçmiş açıklamalarını örnek gösterdiğini ifade etti. İkilinin karşılıklı tepkileri programın normal akışını bir süre kesintiye uğrattı.
Stüdyo atmosferindeki tansiyonu düşürmek için program moderatörünün devreye girmesi gerekse de tartışmanın etkisi uzun süre devam etti. İmralı başlığının politik ve toplumsal açıdan taşıdığı hassasiyet, iki ismin de ifadelerinin geniş kitleler tarafından tartışılmasına yol açtı. Sosyal medya kullanıcıları canlı yayındaki diyalogları kısa sürede gündeme taşıyarak hem Ersan Şen hem de Cem Küçük hakkında yüzlerce yorum yaptı. Kimileri Şen’in hukuki yaklaşımını desteklerken, kimileri de Küçük’ün tutarlılık eleştirisinin yerinde olduğunu savundu.
Gergin geçen yayının ardından iki ismin ilerleyen günlerde bir açıklama yapıp yapmayacağı merak konusu olurken, yaşanan bu tartışma Türk televizyonlarında sıkça görülen sert fikir ayrılıklarının yeni bir örneği olarak kayıtlara geçti. Kamuoyunda geniş karşılık bulan olayın, medya ve siyaset ilişkisi ile ekran tartışmalarının sınırlarının yeniden konuşulmasına neden olduğu yorumları da yapılıyor. İmralı gibi kritik bir başlığın, uzmanlar ve yorumcular arasında nasıl ele alınması gerektiği konusunda tartışma sürerken, bu canlı yayın diyaloğu uzun süre hafızalarda kalacak gibi görünüyor.



