Ülkemizde kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında önemli bir adım daha atılarak, 2026-2030 dönemini kapsayan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele V. Ulusal Eylem Planı Cumhurbaşkanlığı tarafından yayımlanan genelge ile resmî olarak yürürlüğe girdi. Bu yeni plan, kadına yönelik her türlü şiddet biçimine karşı “sıfır tolerans” yaklaşımıyla hazırlanmış olup, devlet kurumları, yerel yönetimler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörün ortak iradesiyle çok katmanlı bir mücadele sürecinin başlangıcını işaret ediyor.
Plan hazırlık sürecinde Türkiye’nin yedi coğrafi bölgesinden özellikle taşra teşkilatları, kadın hizmetleri birimleri ve bölgedeki sivil toplum kuruluşları da kapsamlı bir biçimde sürece dahil edildi. Yapılan stratejik paydaş anketleri, personel görüşleri ve odak grup toplantıları aracılığıyla ülkedeki şiddet gerçekliği, dijital şiddet boyutu, edinilen deneyimler ve yereldeki ihtiyaçlar detaylı bir şekilde analiz edildi. Bu sayede yeni eylem planı, sahaya yönelik, ihtiyaç odaklı ve uygulanabilir bir yol haritası olarak hazırlanmış durumda.
Eylem planının en belirgin özelliklerinden biri, izlenebilirlik ve veri odaklılık ilkesi üzerine kurulmuş olması. İlgili kurum ve kuruluşlara, eylem planı çerçevesinde kendi plan, program ve bütçelerini uyarlama görevi verilirken; izleme ve değerlendirme sistemleri oluşturularak yıllık raporların Cumhurbaşkanlığına sunulması ve kamuoyu ile paylaşılması öngörülüyor. Böylece sadece deklaratif değil, uygulama düzeyinde de güçlü ve sürdürülebilir bir politika mekanizması devreye giriyor.
Yeni dönemde “koruyucu-önleyici hizmetler”, “adil erişim ve mevzuat”, “toplumsal farkındalık” ve “veri-istatistik temelli politikalar” gibi ana eksenlerin öne çıktığı ifade ediliyor. Özellikle dijital ortamda artan kadına yönelik taciz, tehdit ve şiddet biçimlerine karşı özel tedbirlerin alınacağı, bu alandaki mücadele kapasitesinin artırılacağı da planın başlıca hedeflerinden. Ayrıca bütüncül bir işbirliği sistemi içinde, kamu-özel sektör-sivil toplum üçgeninde ortak sorumluluklarının netleştirildiği vurgulanıyor.
Bu gelişmeyle birlikte, kadına yönelik şiddetle mücadele alanında kurumsal ve yapısal dönüşüm süreci hız kazanıyor. Hem yasal mekanizmaların etkinliğinin artırılması hem de toplumsal normların değiştirilmesine yönelik bilinçlendirme çalışmaları öncelik kazanacak. Bu bağlamda vatandaşlar, yeni eylem planının tüm paydaşları olarak daha aktif rol üstlenmeye çağrılıyor.



