13 Mayıs 2014’te Manisa’nın Soma ilçesinde meydana gelen ve 301 madencinin hayatını kaybettiği maden faciasının davası Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin Ocak ayında verdiği karar doğrultusunda 13 Nisan tarihinde tekrar görülmeye başlamış ve 16 Haziran tarihinde ise Salih Pehlivanoğlu başkanlığındaki mahkemeye heyeti tarafından karar bağlanmıştı.
Maden faciasındaki tüm ailelerin itiraz ve reaksiyonlarına karşın Soma Kömürleri A.Ş. İdare Şurası Lideri Can Gürkan’a ‘Bilinçli Taksirle Mevte ve Yaralamaya Neden Olma’ cürmünden 20 yıl, mühendisler Efkan Kurt ile Adem Ormanoğlu’na “Bilinçli Taksirle Vefata ve yaralamaya neden olma’ hatasından ise 12 yıl 6 ay ceza verilirken, sanıklardan idare şurası üyesi Haluk Evinç’e ise beraat kararı verilmişti.
İŞVEREN CAN GÜRKAN CEZAEVİNE GİRMEYE BİLİR
Soma maden faciasının son görülen duruşmasını akabinde verilen kararla ilgili değerlendirmede bulunan Manisa Baro Lideri Ali Arslan, sanıklar için verilen cezaların kâfi olmadığını lisana getirdi.
Mahkeme heyetinin verdiği kararı kıymetlendiren Baro Lideri Arslan şöyle konuştu:
* Biz bu davanın başından beri söyledik. Sanıkların ve bilhassa Can Gürkan’ın şuurlu taksirle mevte sebebiyet vermekten değil, mümkün kasıttan vefata sebebiyet vermekten yargılanması gerektiğini lisana getirdik. Lakin verilen kararda şunu gördük ki, hem Yargıtay’ın hem de mahkeme heyetinin üzerindeki siyasi ile sermayenin baskısı aktif oldu.
* Siyasi baskıların olduğu bir yargılama sonucunda idare heyeti lideri Can Gürkan hakkında ‘bilinçli taksirle vefata sebebiyet vermekten’ 20 yıl, mühendisler Efkan Kurt ile Adem Ormanoğlu’na da 12’şer yıl 6’şar ay ceza verildi. Onlarca kişinin vefatına sebep olan Haluk Evinç ise beraat etti.
* Can Gürkan’a verilen ceza baktığımızda, daha evvel 5 kapalı cezaevinde kalmış ve yattığı mühlet göz önünde bulundurularak tahliye edilmişti. Artık cezasının 15 yıldan 20 yıla çıkması, aslında onun yatarını değiştirmiyor. Zira Ceza İnfaz Kanunu’na nazaran Can Gürkan’ın verilen cezasının yatarı 10 yıl. Cezaevindeki yeterli hal durumu göz önüne alındığında bunun kapalı cezaevinde geçirilecek ceza fiyatı 7 yıl.
* Esasen 5 yılını yatmış durumda, geri 2 yıl kalıyor. Açık cezaevinde yatanlara şu anda Covid-19 sebebiyle müsaadeli olarak geriye kalan infaz müddetlerini dışarıda geçirme hakkı verildi. Can Gürkan’da şu anda bu kararla açık cezaevinde çıkma hakkını elde etmiş durumda. Ayrıyeten açık cezaevine geçen mahkumlar Temmuz ayına kadar müsaadeli sayılıyor.
* Şayet bu müsaade uzatılır, Yargıtay da bu uzatma süreci içinde bu kararı onarsa aslında Can Gürkan cezaevine girmeyecek. Önümüzdeki süreçte Covid-19 nedeniyle açık cezaevinden müsaadeli olma durumu ortadan kaldırılırsa o vakit Can Gürkan’ın 2 yıl daha açık cezaevinde kalması bekleniyor.
SANIKLARDAN KURT VE ORMANOĞLU 1 YIL 3 AY YATACAK
Manisa Baro Lideri Arslan açıklamasının ikinci kısmında, mühendislerden Efkan Kurt ile Adem Ormanoğlu hakkında verilen 12 yıl 6 aylık mahpus cezasını kıymetlendirerek, “Mühendislerden Efkan Kurt ile Adem Ormanoğlu ise tekrar aldıkları cezanın yatarı Ceza İnfaz Kanunu’na nazaran 3 yıl 3 ay. Bunun ise 10/1’ni yani 1 yıl 3 ayını kapalı cezaevinde yatmak durumunda kalacaklar. Daha sonra açık cezaevinde geçme hakkını elde ettikleri için Covid-19 sebebiyle müsaadeli sayılarak infazlarının geri kalan kısmını dışarıda geçirecekler. Yani onlarında çok fazla yatarı gözükmüyor” dedi.
“YARGITAY’A TEMYİZ YOLUNA GİDECEĞİZ”
Baro Lideri Arslan açıklamasında son olarak, Akhisar ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararı mağdur madenci yakınları avukatları olarak kabul etmediklerini belirterek, Yargıtay’a temyiz yoluna gideceklerini vurguladı.
Verilen kararın maden yakınlarının acılarını indirmediğini lisana getiren Baro Lideri Arslan şöyle konuştu:
* Bundan sonraki süreçte Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği karara karşı Yargıtay’a temyiz yoluna gidiyoruz. Kararı Yargıtay bozduğu için tekrar direkt Yargıtay 12’nci Ceza Dairesi’ne gitmesi kelam konusu. Yargıtay, mahallî mahkemenin verdiği kararı onaylarsa ondan sonraki kademe Anayasa Mahkemesi. Buradan gelecek sonuca nazaran de belge Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gideceğiz.
