Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), sosyal medyada kısa videolarla veya sınıf içi paylaşımlarla yüksek takipçi sayısına ulaşan “fenomen öğretmenler” ve bazı okul yöneticileri hakkında yeni bir çalışma başlattı. Son dönemde CİMER ile MEB İletişim Merkezi’ne (MEBİM) şikâyetlerin artması üzerine bakanlık, ülke genelindeki il milli eğitim müdürlüklerinden fenomen öğretmen ve yöneticilere dair kapsamlı bir liste talep etti. Bu liste için 81 ilden sosyal medyada yüksek takipçiye sahip öğretmenlerin isimleri, görev yerleri, hangi platformda aktif oldukları ve kullanıcı adları gibi ayrıntıların iletilmesi istendi.
Bakanlığın bu adımının arkasında, bazı öğretmenlerin sınıf ortamında öğrencileriyle birlikte çektikleri videolarla çok sayıda takipçiye ulaşmaları ve bu durumun eğitim ortamında uygunluk tartışmalarını gündeme getirmesi yatıyor. MEB yetkilileri, bu tür paylaşımlarla eğitim ortamının sosyal medya içeriklerine dönüşmesinin yarattığı riskleri ve okul mahremiyetine dair endişeleri dikkate alarak çalışma başlattıklarını belirtiyorlar.
Hazırlanan listeler doğrultusunda sosyal medya hesaplarının ayrıntılı bir şekilde incelenmesine başlanacak. İnceleme sonucunda mevzuata aykırı veya izin alınmadan yapılan paylaşımların tespit edilmesi halinde öğretmen ve yöneticiler hakkında disiplin süreci işletilmesi bekleniyor. Bu yaptırımlar arasında kınama, uyarı gibi cezaların yanı sıra mevzuatta yer alan hallerde daha ağır yaptırımların gündeme gelebileceği belirtiliyor.
Öğretmenlik Meslek Kanunu gereğince, öğretmen ve okul yöneticileri öğrencilerin ses veya görüntülerini sosyal medyada paylaşırken öğrenci velisinden açık izin almakla yükümlü. Aksi takdirde bu paylaşımın okul ve öğrencilerin hukuki haklarıyla çelişebileceği ve ceza sürecini doğurabileceği ifade ediliyor. Bu kapsamda yapılacak inceleme, öğretmenlerin sosyal medya paylaşımlarının hem eğitim etiği hem de mevzuat açısından uygunluğunu değerlendirmeye odaklanacak.
Bu gelişme, eğitimcilerin sosyal medya kullanımıyla ilgili tartışmaları yeniden alevlendirirken, öğretmenlerin fenomen olarak anılmasının sınırlarının ne olacağı ve eğitim politikaları açısından buna nasıl yaklaşılacağı gibi konuların kamuoyunda daha fazla konuşulmasına yol açtı.



