İtalya’da Başbakan Giorgia Meloni’nin partisi Fratelli d’Italia (FDI), ülkede büyük yankı uyandıran yeni bir yasa teklifini parlamentoya sundu. Teklife göre, kamusal alanlarda burka, nikap ve peçe gibi yüzü tamamen kapatan kıyafetlerin kullanımı yasaklanacak. “Ayrılıkçılığa Karşı” başlığıyla sunulan bu tasarı, Avrupa genelinde yükselen aşırı sağ dalganın yeni bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
Yasa teklifine göre, okullar, üniversiteler, kamu kurumları, toplu taşıma araçları, devlet daireleri ve açık alanlarda yüzü tamamen kapatmak yasak olacak. Kuralı ihlal edenlere 300 ila 3.000 avro arasında para cezası verilmesi öngörülüyor. Ayrıca, yasa yürürlüğe girerse tekrar eden ihlallerde adli işlem de devreye girebilecek.
Tasarıyı hazırlayan FDI milletvekilleri, yasa önerisinin gerekçesinde şu ifadeleri kullandı:
“Yüzü tamamen kapatan kıyafetler, kimlik tespitini engelleyerek kamu güvenliği için risk oluşturuyor. Bu yasa, dini özgürlüklere değil, toplumsal düzenin korunmasına yöneliktir.”
Parti, bu adımın aynı zamanda “kadınların toplumsal yaşamda görünür olma hakkını korumak” amacı taşıdığını savunuyor. Ancak, eleştirmenlere göre yasa, kadınların kıyafet tercihine doğrudan müdahale anlamına geliyor.
Yasa teklifi, Meloni’nin liderliğindeki sağ koalisyonun son yıllarda izlediği katı göç ve güvenlik politikalarıyla da örtüşüyor. Meloni hükümeti, Avrupa genelinde muhafazakâr politikaları güçlendiren örneklerden biri haline gelirken, bu son hamle de “kimlik siyaseti” tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Koalisyonun diğer ortağı Matteo Salvini’nin aşırı sağcı Lig Partisi daha önce benzer bir yasa teklifini gündeme getirmişti. Ancak FDI’nın tasarısı, kapsamı bakımından çok daha geniş ve sert hükümler içeriyor. Lig’in teklifinde sadece belirli kurumlar hedef alınırken, FDI tüm kamusal alanları kapsayan bir yasak getirmeyi planlıyor.
Tasarı, İtalya’da dini özgürlükler, kadın hakları ve ifade özgürlüğü ekseninde büyük bir tartışmayı tetikledi. Muhalefet partileri, düzenlemenin “kadınların inanç temelli kıyafet tercihlerine müdahale” olduğunu savunuyor. Demokratik Parti (PD) milletvekili Elly Schlein, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Bu yasa güvenlik bahanesiyle kadınların özgürlük alanını daraltıyor. Toplumda ayrımcılığı körüklemekten başka bir işe yaramaz.”
Öte yandan hükümet kanadı, yasanın dini inançlara değil, kamu güvenliğine ve toplumsal bütünlüğe hizmet ettiğini öne sürüyor. FDI yetkilileri, “Kimse inancından dolayı yargılanmayacak. Ancak kamusal alan herkesindir ve şeffaf olmalıdır” açıklamasını yaptı.
Avrupa’da daha önce benzer yasaklar Fransa, Belçika, Hollanda ve Avusturya gibi ülkelerde de uygulanmıştı. Ancak İtalya’daki teklif, hem ülkenin yüksek göç oranı hem de kültürel çeşitliliği nedeniyle diğerlerinden çok daha hassas bir zemin üzerinde tartışılıyor. Özellikle göçmen kadınların yaşam biçimlerini doğrudan etkileyebilecek olması, yasa teklifine karşı tepkileri artırıyor.
İnsan hakları örgütleri, yasanın hayata geçmesi halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşınabileceğini belirtiyor. Amnesty International İtalya Şubesi’nden yapılan açıklamada, “Bu yasa kadınların görünürlüğünü artırmaz, onları toplumdan dışlar” denildi.
İtalyan basını, sağ koalisyonun parlamentodaki sandalye üstünlüğü nedeniyle tasarının büyük olasılıkla onaylanacağını öngörüyor. Ancak yasanın geçmesi, İtalya’yı Avrupa’da laiklik ve dini özgürlük dengesi açısından yeni bir tartışmanın merkezine taşıyacak gibi görünüyor.
Meloni hükümeti, Avrupa’da yükselen milliyetçi dalganın en güçlü temsilcilerinden biri olarak görülüyor. Bu yasa teklifi de, hem ideolojik hem de sembolik açıdan “İtalyan kimliğini koruma” hedefinin bir yansıması olarak yorumlanıyor.