‘Geçim İttifakı’ kapsamında çevrim içi kongrelerinin üçüncüsünü gerçekleştiren Saadet Partisi, iş hayatına sorunlarla uğraş ederek devam etme zorunda bırakılan çalışanlarla Emekçi Kongresi’nde bir ortaya geldi.
Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu’nun iştirakiyle gerçekleşen Emekçi Kongresi’nde, onlarca personel yaşadıkları problemleri ve tahlil tekliflerini lisana getirdi.
MKEK EMEKÇİSİ: BİZİ DERİNDEN YARALADI
Kongrede konuşma yapan bir Makina ve Kimya Sanayisi Kurumu (MKEK) emekçisi, AKP’li milletvekillerince sunulan, kurumun anonim şirketine dönüştürülmesini öngören kanun teklifini eleştirdi. MKEK personeli, şöyle konuştu:
* MKE çalışanı olarak bugün savunma sanayine taslak sunuldu. Taslakta kamu çalışanlarının bile 4857 maddesine bağlı olarak personel olarak çalıştırılmak isteniyoruz.
* Savunma sanayi üzere bir dalda bu türlü bir taslağın yapılması bizi derinden yaraladı. Taslak sunulmadan evvel de Afrin’de, Cerablus’ta, yurt içi ve yurt dışındaki harekatlarda da en üst düzeyde çalışıp azim gösterdik. Yalnızca bize teşekkür edilerek geçiştirildi.
* Maalesef bugün geldiğimiz noktada gözden çıkarılıyoruz üzere bir taslak öne sunuldu. Bu taslakta emekçiyi koruyan rastgele bir şey yok. Makina Kimya Sanayisi Kurumu’ndan Makina Kimya A.Ş.’ye dönüştürülüyoruz. Tahminen ilerki yıllarda özelleştirilip farklı şahısların de eline geçebilir.
* Savunma sanayi üzere bir bölümün özel kuruluşların eline geçmesi ne kadar doğrudur? Saadet Partisi olarak bizlerin kaygısını gündem yapmanızı istiyoruz.
KARAMOLLAOĞLU: BİZİ DE TELAŞA SEVK EDİYOR
Karamollaoğlu ise “Makina Kimya’da çalışan kardeşimizin kaygısını biz de taşıyoruz. MKEK, anonim şirket statüsüne kavuştuğunda özelleştirme imkanı artacak. Bizi de telaşa sevk ediyor. Kesinlikle bununla ilgili bir önlemin alınmasına muhtaçlık var” cevabını verdi.
KONGRE BİLDİRİSİ
Kongrenin akabinde; sıkıntılara ait ortak akılla ulaşılan tahlil teklifleri kongre bildirisi hazırlanarak kamuoyuyla paylaşıldı. Bildiride şu sözler yer aldı:
*Ülkemizde son yıllarda işsizlik oranı giderek artmakta, işsizlerimizin sayısı gün geçtikçe katlanmaktadır. Esasen aktif olmayan istihdam siyasetleri nedeniyle işsizlik sorunun kronikleşmiş olmasının yanında, pandeminin de tesiriyle birçok dal büyük sorunlarla karşı karşıya kalmıştır.
*İstihdam siyasetindeki yapısal problemler ise giderek derinleşmektedir. Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin sayısı süratle artmaktadır. Ayrıyeten 15-29 yaş ortasında 5 milyon 762 bin gencimiz, açıklanan işsizlik sayılarına dâhil edilmemektedir.
*Pandemi devri de, emekçilerimiz açısından çok daha yeni ve büyük sorunları beraberinde getirmiştir. “Kısa Çalışma Ödeneği”nden yararlanan 3 milyon 757 bin kişi ve “Nakdi Fiyat Desteği”nden yararlanan 2 milyon 471 bin kişi halihazırda potansiyel işsiz durumundadır. İşsizlik ödeneğinden yararlanan 994 bin kişinin de çalışma hayatına dönüşü tehlikededir; bu bahiste büyük belirsizlikler yaşanmaktadır.
*İstihdam teşviklerinin aktif uygulanamaması ve harcanan onca kaynağın istihdama dönüşemiyor olması, uygulanan teşviklerin aslında çıkarlı durumda olan patronların çıkarlarını artırmaktan öbür bir işe yaramamasına neden olmaktadır.
*İş kazaları, yapılan ıslahatlara karşın kontroller faal hale getirilmediği için ne yazık ki azalmamaktadır. Her yıl on binlerce iş kazası meydana gelmekte, iş kazaları münasebetiyle yüzlerce çalışan hayatını kaybetmekte binlercesi de sakat kalmaktadır.
*Çalışma hayatında birçok sorun yaşanmakta ve çalışanlarımız birçok nedenle mağduriyet yaşamaktadır. Bu nedenle; taban fiyatın temel insani ömür düzeyinin dahi altında olması, kıdem tazminatlarının tahsil edilememesi, emeklilikte yaşa takılma konusu, toplumsal yardımlar, işsizlik sigortası, mesai saatleri, pandemiyle birlikte konuttan çalışma sisteminde görülen eksiklikler, taşeronlaşma vb. tüm mevzuların daima birlikte bütüncül bir bakış açısıyla adil bir formda tekrar tasarlanması gerekmektedir.
“ASGARİ FİYAT UYGULAMASI YİNE DÜZENLENMELİ”
Saadet Partisi’nin Personel Kongresi sonrasında hazırladığı teklifler şöyle:
– İstihdam Odaklı Siyasetler Geliştirilmelidir:
*Tüm kısa vadeli tahliller dışında atılması gereken en öncelikli adım; Türkiye’de makroekonomik istikrarın ve yatırım ortamının istihdam odaklı bir biçimde uygunlaştırılması olacaktır.
– Taban Fiyat Uygulaması Tekrar Düzenlenmelidir:
*İşçilerin en değerli sıkıntılarının başında gelen personel yoksulluğunu kalıcı hale getiren ve adeta standart fiyat haline gelen taban fiyat uygulaması sil baştan ele alınmalıdır.
*Kısa vadede yararlı görünse de orta vadede emek piyasasının istikrarını daha fazla bozan direkt istihdam takviyeleri tekrar düzenlenmelidir.
*Piyasalarda taban fiyatın üzerinde fiyat ödemesi teşvik edilmelidir.
*Bu bağlamda emekçi ile ilgili vergi ve toplumsal güvenlik yüklerinin kalıcı bir halde azaltılması gerekmektedir.
*Ayrıca bölgesel minimum fiyat uygulaması ile büyük kentlerde minimum fiyatın artırılması gerekmektedir; bu formda hem büyükşehirlerde personellerinin refahının artması hem de başka kentlere yatırımların yönlendirilmesi sağlanabilecektir.
– Sendika Anlayışı Tekrar Düzenlenmeli, Sendikalaşma Teşvik Edilmelidir:
*Öncelikle sendikalaşmanın teşvik edilmesine yönelik düzenlemeler süratle yapılmalıdır.
*Sendikalaşma ve hakların savunulmasına ait düzenlemeler yine ele alınmalı; sendika anlayışına çağımıza uygun bir bakış açısı getirilmelidir.
*İşçi ve patron diyaloğunun emek piyasasında personellerin pazarlık gücünü arttıracak biçimde güzelleştirilmesi gerekmektedir.
– Uzaktan Çalışma Uygulamasına Yönelik Düzenlemeler Getirilmelidir:
*Salgın ile birlikte başlayan uzaktan çalışma uygulamasına yönelik yönetmelikler personelin karşılaştığı problemler da dikkate alınarak, gelişen yeni kaidelerde uygulamanın istismarının önüne geçecek (ulaşılmama hakkı gibi) düzenlemeler hayata geçirilmelidir.
– Kıdem Tazminatı Hakkı Korunmalıdır:
*İşçiler açısından hayati bir ehemmiyet taşıyan ve son devirde geri alınması sık sık gündeme gelen kıdem tazminatı hakkı her kural altında korunmalıdır.
*Sadece devletin fon gereksinimini karşılamak üzere tasarlanan ve çalışanlarımız tarafından kabul görmeyen düzenlemelerden vazgeçilmeli; somut sorunu çözmeye yönelik düzgün niyetli ve emekçilerin sahip oldukları haklarını ortadan kaldırmayan bir geçiş devrini de içeren bir fon sisteminin tasarlanması gerekmektedir.
– Sağlıklı Bir Eğitim-İstihdam İlgisi Tesis Edilmelidir:
*Eğitim-istihdam alakasını sağlıklı kurabilecek bir siyaset geliştirilmeli; yıllardır istihdam teşvikleri ismi altında sermayenin kârını artırmaktan öteki bir faydası olmayan uygulamalara son verilmelidir.
*Bir an evvel istihdama katkısı olmayan teşvikler kaldırılarak, bu teşviklere harcanan kaynakların işgücünün niteliğini artıracak ve istihdam piyasasının gereksinim duyduğu beşeri sermayenin oluşturulmasına öncülük edecek biçimde yönlendirilmesi gerekmektedir.
– İş Sıhhati Güvenliği Öncelenmelidir:
*İş sıhhati güvenliği kontrolü yapan uzmanların bağımsızlığının sağlanması ve bu uzmanların hem patron tarafından gelebilecek baskılardan hem de siyasi baskılardan uzak tutulmasının sağlanmasına yönelik düzenlemeler hayata geçirilmelidir.
*Denetlemeler artırılmalı, metoduna uygun yapılmalı, eksikler süratle giderilerek inançsız ve teminatsız çalışma ortamlarına son verilmelidir.
– (EYT) Problemi Adil Bir Tahlile Kavuşturulmalıdır:
*Emeklilik yaşı, sigortalılık müddeti ve prim ödeme müddetine ait kurallar nedeniyle jenerasyonlar ortasında kıymetli adaletsizliklerin oluşmasına neden olan EYT sıkıntısı kalıcı bir tahlile kavuşturulmalıdır.
*Emeklilik sistemi, baştan sona yenilenerek adil bir tahlil geliştirilmelidir.
*EYT meselesinin kısa vadede tahlili için ise; sıhhat hizmetlerinden primsiz yararlanılmasının sağlanması, EYT’lileri çalıştıran patronların teşvik verilmesi, EYT’lilere vergi indirimi uygulanması ve çabucak emekli olmak isteyenlere emeklilik yaşlarını doldurana kadar düşük emekli maaşı bağlanması üzere düzenlemeler hayata geçirilmelidir.
