BU ADAMIN BAŞINI CAN TANRIYAR YAKTI: MUHAMMET YAKUT’TAN SERT ÇIKIŞ
Yurtdışında bulunan ve son dönemde yayınladığı videolar, belgeler ve açıklamalarıyla Türkiye’de siyaset, medya ve iş dünyasında geniş yankı uyandıran Muhammet Yakut, şimdi bambaşka bir gündemin merkezinde. Hakkında kırmızı bülten çıkarılan Yakut, Türkiye’de önemli projelere imza atan bir iş insanına yönelik iddialarda bulunmuş, bu iddialar kamuoyunda şok etkisi yaratmıştı. Ancak gelinen noktada tüm bu sürecin perde arkasında Can Tanrıyar olduğu ortaya çıktı.
Yakut, yaptığı yeni açıklamalarda, söz konusu ifşaların temelinde Can Tanrıyar’ın kendisini kasıtlı olarak yanılttığını ve yönlendirdiğini, iş adamına dair iddiaların asılsız olduğunu kamuoyuna duyurdu. “Kandırıldım, suç işlememe neden oldu” diyen Yakut, Tanrıyar hakkında yurtdışından dava açtı. İddialara göre Can Tanrıyar, bu ağır iftira sürecini, geçmişte yaşadığı bir ticari çatışmayı örtbas etmek ve kendisine ait dolandırıcılık iddialarını gölgelemek amacıyla başlattı. Hedefteki işadamının 6,5 milyon dolarını alan Tanrıyar, bu kişiyi saf dışı bırakmak için Yakut’u kullanarak bir itibar suikastı planladı.
Bu gelişmelerin ardından televizyon dünyasının yakından tanıdığı magazin yapımcısı ve spor gazetecisi Can Tanrıyar, savcılık kararıyla gözaltına alındı ve tutuklandı. Bir süre cezaevinde kalan Tanrıyar, şu anda serbest olmakla birlikte, yargılanmasına devam ediliyor.
Tüm bu karmaşanın içinde dikkat çeken bir diğer gelişme, Seyhan Soylu’nun Instagram hesabından yaptığı çok sert ve dikkat çekici paylaşım oldu. Soylu, paylaşımında Can Tanrıyar ve eşi Tamar Tanrıyar’a ilişkin ağır iddialarda bulundu ve Muhammet Yakut’un “bu adamın başını Can Tanrıyar yaktı” sözlerini doğrular nitelikte açıklamalarda bulundu.
Seyhan Soylu’nun Instagram paylaşımı:
(Metin kesilmeden, olduğu gibi aşağıda sunulmuştur)
Şu resimde görmüş olduğunuz “kuşlar” “Umudun elçisi” değil. Normalde kuşlar biliyorsunuz umudun elçisidir. Ama bunlar nefretin ve kinin bekçileri.
Bahsetmiş olduğum Can Tanrıyar ve müstakbel eşi Tamer Öner, yanardöner, sonradan da Tanrıyar. Şimdi insanlar diyor ki magazinci oldu bak bu kadın. Ondan bir şey olmaz, ondan bir şey olmaz. Çünkü bunların karı koca ikisinin de kıblesi yok. Anlatacağım hikâyeyi çok iyi dinleyin. Çekirdekleri alın, sigaraları yakın. Keyifli anlar başlıyor. Tamar Öner kimmiş? Şu kadarını anlatacağım. Bu kadarını anlatırsam vallahi billahi bir daha çıkamaz hiçbir yere. Şimdi anlatmaya başlıyorum. Hadi bakalım yakın sigaraları. Can Tanrıyar Kartal olduğu zamanlarda, yani Show TV’de program yaptığında sanatçılara sümüğünü atmaz, aşağılar, ona “geleceksin”, buna “gideceksin”, millet de gündem onun elinde diye bizim de haberimizi yap falan yok ya “s….r et onunla muhatap olmayalım” falan diyen bir adamdı. Çok merak ediyorsunuz değil mi bu kadar serveti nasıl yaptı diye. Onları da anlatacağım hiç merak etmeyin. Sakin olun canım Hahahahaha. Merak etmeyin ibre her tarafa dönecek bu sefer her tarafa dönecek çünkü Asena’dan fazla kıvırıyorlar. Bundan 5 yıl önce Uçankuş program artık gitgide düşerek hala saçma sapan televizyonlarda yayınlara başladı.
En sonunda Uçankuş ile ilgili son artık kanadını kırdı ve lisansını aldı. Uyduya çıktı, uyduya çıktı ama uyduya çıkarken. Çünkü başka hayaller vardı ona çakarım bunu çakarım, bundan reklam alırım, şundan reklam alırım falan diye bir baktılar Etiler’den dışarı çıkamıyorlar. Bakkala borç, kalabalık. Kısaca aramızda kalsın. Uçan kuşa borçları vardı. Personeline maaş veremiyordu. Tamamen dara düşmüştü. İmdadına çok eski bir dostu Fevzi Siverek girdi. Fevzi Siverek onu önemli bir işadamıyla diyaloga geçirdi. Geçmiş olduğu bu diyalogdan yüzde 35’ini altı buçuk milyon dolara verdi. Adamın amacı aslında sektör içerisindeki magazin dünyasında işsiz olan kardeşlerimize sahip çıkmaktı. Böyle diye kandırıldı. Adamdan para alındı adamın. Hâlbuki şeyinden bir kıl almak gibi bir şeydi. Araya girdi hemen Fevzi bütün borçlar bitti ve Ağaoğlu’na 1453’e taşındı diye. Nasıl Osmanlı oldu? Osmanlı oldu ama Osmanlının tokadını sonra yiyecek. Hiç merak etmeyin. Tabi bunlar palazlanınca o hani geçmişte iktidara çakıyordu bir bakan beyefendinin bir mankenle arasında olan ilişkisini durmadan böyle vıcık vıcık her yere servis ediyordu. AK Partide ne kadar bürokrat varsa, ne kadar iktidar yanlısı insan varsa iş dünyasından hepsine çakıyordu, hepsine çakıyordu.
Neden? Muhalefetten nemalansın diye. Kıble o zaman oradaydı. Çünkü orada huzursuzluk yapacak seçimler vardı. Seçimlerin arifesinde kendine bir arayış içerisindeydi. Aman ha, belki Fox TV’yi atarım. NOW TV o zaman Fox’tu biliyorsunuz . İşte tam o günlerde hayatı kurtuldu, 1453’e gitti. 1453’e giderken daha önce Zekeriyaköy’de bir iş adamına yani müteahhite bir yer vermiş. Bunun yeri var mevcut olan yerine evler yapıldı. Adam tehdit edilmeler, adama küfürler, Kafirler… Hatta bomba atarım diye Adam da gitti bunun FETÖ’cü diye gitti şikâyet etti. Dava halen sürüyor. Neden mi yaptı? Bu olaydan yatmadı. Muhammed Yakut’un söylemiş olduklarınla ilgili yanlış bilgiler ve kaynaklarla Muhammed Yakut ha bire çarpıtmaya çalışıyordu. Muhammed Yakut da bundan iki ay önce gitti onu şikâyet etti. Dedi ki Bana yanlış bilgiler vermiş, bu adam kullanıldı dedi. Ve bu arada sekiz ay yattı ya o sekiz ay içerisinde Tamar Öner bir eğlenmiş, bir eğlenmiş, bir eğlenmiş. Millete de giderler yapıyor. Bu olaydan da yargılanıyor. Üç yıldır yargılanıyorlar. Henüz netice alamadılar. Şimdi belki iktidara yanaşırlarsa bu davadan ceza almamak için bu sefer de muhalefete çakıyorlar.
Ama bundan beş sene önce Tayyip Bey’e etmediği lafları yok. Bir de akıl veriyor. Ulan aklın kendine olsa kuş beyinli karı, serçe beyinli çünkü neden ben Tamar’ı Seren Serengil den tanırım. Gregoryan yani Ermeni cemaatinden de aforoz edildiler. Neden aforoz edildiler? Hani o cemaat mensubu falan olduğundan değil. Babası normal müzik aletleri satan bir adam. Annesiyle arasındaki bir olaydan dolayı anlatmayayım ben şimdi tam bunları anlatmak istemiyorum. Hani millete ahlak dersi verirken bunları da anlatırsam olmaz, bize de yakışmaz. Ama yakışan bir şey olabilir. Mesela Ekrem İmamoğlu içeride Herifi günahım kadar sevmem. Hatta Ekrem İmamoğlu’na benim takmış olduğum da bir lakap var İmamoğlu diye. Şimdi biz gene de sınırımızı, kırmızıçizgimizi açmayalım bu konuyla ilgili. Dilek İmamoğlu Dışarıda bir kadının canını acıtarak belden aşağı vuruyorsun. Bu da beni alakadar etmez. Neresinden vurursan insanları vurur. Ama sen yurt dışındaki 2. Ceza almış tiplere. Şimdi sen iktidar yanlısı imiş gibi sanki iktidarla aran çok iyiymiş gibi. Bir iki tane savcı, bir iki tane bürokratlar kurdun çemberi ve onlarla ilgili çak diyorlar çıkıyorsun. Geçmişindeki davalardan kurtulacağını zannediyorsun ama başka bir oyuna devrildin, başka bir oyuna evrildin.
Karın gitti. Ne yaptı? Daha önce seni mermi manyağı yaparım dedi. Ceza aldı. Zaten şimdi almış olduğu cezadan sonra 3 yıllık cezayı yani süren davada tekrar bir ceza alırsa paket olacak diye bir yere yanaşmanız lazım. Acaba o iş adamına karşı da davalarımızı kazanırsak, hani biz ondan yana olursak gibi düşünürsen, iktidara yakın olalım da onlardan da kurtulalım falan yapıyorsun. Şimdi sen millete bu ahlak dersini verdikçe insanlar da diyor ki yaşa bilmem ne. Yani iktidar yanlısı olanlar bu olayları yaptığınızı bilmiyor ve sizi adam zannediyor. Adam yokluğunda adam olduğunuz hâlbuki sizin ne kadar şuursuz olduğunuzu bilmiyor. Mesela Tamar’ın Can’la flört ettiğinde Diyarbakırlı bir çocukla da beraber olduğunu, Ataşehir’de çocuk aldırdığını acaba bir klinikte biliyor mu? 1 milyon dolar o çocuğa tehditle para istediğini biliyor mu? Bilmiyorum biliyor mu? Can biliyordur ama fark etmiyor. Onun geçmişi. Çünkü geçmişinde daha önce de Seren Serengil’in bir arkadaşıyla teknede flört görüntüleri var. Şahsımda istiyorsan yayınlayayım ama o zaman millete bakalım. Nasıl ahlak görüntüleri veriyorsun, Nasıl anlatıyorsun millete? Aaa bu böyleymiş, aaa bu böyleymiş, aaa bu böyleymiş falan. Yahu yapmayın diyorum bu kadar böyle.
Sınırları aşmanız bile aslında benim umurumda değil. Ama sen İstanbul Başsavcısının adını kullanarak yurt dışındaki insanlara diyorsun ki buraya gelirseniz biz işi bağlarız falan. Bizi bu kadar, şöyle para verin şunları hallederiz, yargıyla, yasamayla falan. Ya siz kimsiniz ki devletin yasama, yargı, yürütme ile ilgili talimat verebilecek münferit olan birkaç kişiden başka kimi tanıyabilirsiniz? Yargının adını nasıl kullanabilirsiniz? Bu kadar risk almış bir başsavcının adını siz nasıl kullanabilirsiniz? Siz değil miydiniz ki bundan 7 8 yıl önce Süleymancıların durmadan pozitif haberlerini bol bol yaparak Ekrem İmamoğlu Belediye Başkanı iken, o turlarda dahi bol bol artı haberler yaparak değil miydiniz? Süleymancıları da destek vermiyor muydunuz? Yahu sizin kıbleniz gerçekten belli değil ya. Bak kardeşim beni aslında hiç alakadar etmiyor ama böyle devletin sanki devletle ilişkileriniz iyi, işte şunu hallederiz bunu hallederiz dediğin zaman benim nasıl bir insan olduğumu herkes biliyor. Ne kadar devletçi olduğumu insanlar biliyor. Bunları böyle yaparsanız vallahi billahi içinizden geçerim. Bu hatırlatmaydı. Şimdilik fragman geçiyorum. Bu şuursuzlara da pek itibar etmeyin. Bunların ne kıblesi bellidir yani. Ekrem’i çakmış, Ahmet’i çakmış, Mehmet’i çakmış, hiç önemli değil.
Beni de çok alakadar etmiyor ama üsluplarını takındırmazlarsa, böyle devletin makamlarında itibarsız hale getirirlerse bunların alacağım böyle kartal gibi çıt diye, uç bakalım diye gökyüzüne bırakacağım. O zaman kanatları kırılmış olacak. Biraz haddinizi bilin, haddinizi bilin kardeşim. Biraz da şuursuzlar ve iktidar yanlısı bazı gazeteler. Bu kadınla ilgili haber falan yapıyorsunuz. Bunu zannediyorsunuz ki iktidara destek veriyor. Bu hayatında kimseye destek vermez. Bundan birkaç yıl önce söylemediği kalmamıştı hatırlatması benden TV’lere dahi çakıyor. Yani hatırlatıyorum kardeşim bu kadar.
Seyhan Soylu bir başka paylaşımında ise şunları “OSMANLI TOKATI”ndan bahsedip şunları diyordu:
OSMANLI TOKADI…
Değerli takipçilerim, “düşenin dostu olmaz” derler hatta “düşene bir tekmede kendileri atanlar vardır…”
Beni bilen biliyor… Benim düşenle işim olmaz, bir tekme de ben vurmam! Racona ters…
Ama gelin görün ki, bazı çukurdakiler var ki, onlara tekme değil okkalı bir ‘Osmanlı tokadı’ vurmak lazım.
Kimden mi söz ediyorum, magazin dünyasının yüz karası Can Tanrıyar ve onun maşası olan sevgili eşi Tamar Öner’den… Bu karı-koca son zamanlarda yine sosyal medyada boy göstermeye başladı.
Daha doğrusu Can Efendi tetikçi olarak eşi TAMAR’ı kullanıyor.
Bu aile, ‘örgütlü suçlardan’ dolayı ortağına şantaj yapmaktan SANIK! Dava 3 yıldır devam ediyor… Can Efendi 8 ay cezaevinde yattı. TAMAR da bu davadan dolayı SANIK!
Şimdilerde bu aklı evvel aile geçmişte benim büyük saygı duyduğum Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan ve ailesine demedik söz bırakmamıştı. Üç kuruşluk akılları ile yayın organlarında Bakanlarımıza ve AK Partili bürokratlara iftiralar atmış Cumhurbaşkanımıza bir de akıl vermeye kalkmışlardı.
Boşuna bunlara ben şuursuz demiyorum dostlar.
Dün karaladıkları AK Parti’ye yaranmak adına şimdilerde CHP’ye ve özellikle de cezaevinde yatan Ekrem İmamoğlu’na vurdukça vuruyorlar.
Aslında yıllardır en iyi bildikleri işi yani; “Yalan, dolan, tehdit, şantaj” yapıyorlar…
Değerli dostlar, doğuştan kalpleri kötü olan insanların ortak birtakım özellikleri vardır. Bu insanlar, “Çok sık yalan söylerler. Koyduğunuz sınırlara genelde saygı göstermezler.”
*Davranışlarının sorumluluğunu almazlar ve hep başkalarını suçlarlar.
*Kuralların, kendileri için geçerli olmadığını düşünürler.
*Hep konuşurlar, hiç dinlemezler. İstediklerini elde edemeyince öfke patlamaları gösterirler.
*Bağırıp çağırırlar, söverler ya da insanlara iftira atarlar.
Şimdi bu karı koca, sağda solda İstanbul Başsavcımızın adını da kullanarak, “Adliyede işiniz olursa çözeriz” diyerek millete olta atıyorlarmış! Özellikle de bu aralar yurtdışında olup da Türkiye’ye dönemeyenlere…
Ben şaşırmadım da siz şaşırdınız mı?
Şayet şaşırdıysanız şaşırmayın derim… Bunlar OMURGASIZ insanlar!
Büyüklerimiz, ‘Yılanın başını küçükken ezeceksin’ der. Çok da güzel söylemiş atalarımız. Ben de, kalpleri hainlik dolu bu ailenin yalanlarını ve gerçek yüzlerini ortaya koymaya devam edeceğim. Ne kadar gerekirse o kadar söylemek benim boynumun borcudur.
Gelelim karanlık geçmişlerini unutan bu şuursuzlara kendilerini hatırlatmaya…
Kocana aşkını ballandıra ballandıran anlatıyorsun ya Tamarcım nedense Can ile ilişkisi varken Diyarbakırlı bir aşiret reisinden Ataşehir’deki bir klinikte kürtaj yaptırdığını unutmuş!
Bir de utanmadan bu aşiret reisinden şantajla 1 milyon dolar istedi bu hanımefendi!
Sen, İmamoğlu’nun sevgilisi var diyeceğine önce yediğin haltları anlatsana.
“Dinime küfreden bari Müslüman olsa” derler ya, İmamoğlu’nun özel hayatına üstelikte cezaevinde olan birine laf atıyorsan önce kendine bakacaksın!
Eyyyy kendini ‘Ahlak Bekçisi’ sanan gafil. Yediğin haltları yedi düvel biliyor be…
Sana Ata Demirer’i mi hatırlatayım, Seren Serengil ile teknelerde yediğin haltları mı? Say say bitmez…
Peki kocanın mağdur ettiği onlarca emekçiyi mi hatırlatayım sana!
Sizlerin yüzünden oradaki birçok çalışan kardeşimiz İCRALIK oldu.
Sen ne yaptın peki? O kardeşlerimiz evlerine ekmek götüremezken sen görgüsüzce Paskalya sofranı paylaştın sosyal medyadan.
Günah nedir bilmez seni aymaz, seni şuursuz seni!
Paskalya demişken, Gregoryen mezhebine mensup Ermeni vatandaşımız Tamar ve avanesi kendi cemaatlerinden atılmışlardır. Niye atıldıklarını tahmin etmişsinizdir diyorum.
Ben hatırlatmaya devam ediyorum, not almak isteyenlere duyurulur…
Eyyy Tamarcım;
CAN’ısı eski sevgilini “Benim mafya bağlantılarım var seni mermi manyağı yaparım” diyerek tehdit etmeni ve bu davadan ceza aldığını da unutmadım…
Breee sabıkalı kadın;
Kocan olacak Can Efendinin Zekeriyaköy’deki villalarını yapan ancak “dolandırıldım” diyerek şikâyetçi olan ortağınız müteahhiti de unutmadım.
Hatta senin “dolandırıldım” diyen o müteahhiti “evine bomba atmakla” bile tehdit ettiğini de!
Ya Tamarcım ben unutmam…
Yıllarca yanınızda olan emir eriniz bir muhabir vardı. Onun üzerinden bir otobüs firmasının sahibinden kafa koparmaya çalıştığınız da hala hafızamda.
Yahu yıllarca size kol kanat geren Fevzi Siverek’e yaptıklarınız peki…
Etilerʼde büfeciye dahi borcunuz varken size kol kanat geren iş insanını dolandırdığınızı da anlatsana TAMAR!
İşine gelmez değil mi?
İnanının dostlar bu Tanrıyar ve ailesinin adı bir yerde geçince aklıma hemen Murathan Mungan‘ın zamanında söylediği, ”Bu ülkede her şeyi olabilirsin, bir tek rezil olamazsın.’‘ sözü geliyor.
Değerli yazarımızın veciz sözü bu şuursuz aileyi bence anlatmaya yetiyor.
‘Utanmazlık ve yüzsüzlükte’ çıtayı arş-ı azam’a çıkaran bunları sizlere anlatmaya devam edeceğim.
Şimdilik tadında bırakayım… Asıl bombalar HEYBEMDE!
Seyhan Soylu’nun anlatımı, sadece kişisel görüşlere değil, aynı zamanda basına da yansıyan olayların arka planına ışık tutuyor. Can Tanrıyar’ın geçmişte farklı siyasi odaklara hizmet ettiği, zaman zaman iktidar ve muhalefet tarafında pozisyon aldığı, ifşalarıyla kişilere zarar verdiği iddiaları, sosyal medyada da geniş yankı buldu.
İddialara göre Can Tanrıyar, daha önce kendisine maddi kaynak sağlayan ve televizyon sektörüne yeniden tutunmasına yardımcı olan işadamının hem kaynaklarını tüketti hem de onu hedef haline getirdi. Muhammet Yakut’un ifadeleri bu noktada kritik: “Beni yönlendirdiler, yanlış bilgiler verdiler. Can Tanrıyar bu işin sorumlusudur.”
Kamuoyu şimdi şu sorulara yanıt arıyor:
- Muhammet Yakut, Türkiye’deki bu medya ve çıkar oyunlarının içine nasıl çekildi?
- Seyhan Soylu’nun iddialarının yargı sürecine etkisi ne olacak?
Bu olay sadece medya dünyasında değil, aynı zamanda iş dünyasında ve siyasette de yeni tartışmalara kapı aralayacak gibi görünüyor. Özellikle Seyhan Soylu’nun paylaşımında geçen “iktidara yanaşarak davalardan kurtulma” iddiası, adalet sistemi ve medya ilişkileri açısından dikkatle izleniyor.
https://www.instagram.com/p/DJv8-bROwrs/
#MuhammetYakut, #CanTanrıyar, #SeyhanSoylu, #İtibarSuikasti, #YargıSüreci, #MedyaSkandalı, #Magazin, #KırmızıBülten, #İddia, #Dolandırıcılık, #TamarTanrıyar, #YakutTanrıyarDavası, #YouTubeİtirafı