Saadet Partisi Yüksek İstişare Konseyi Lideri Oğuzhan Asiltürk’ün toplumsal medyadan 50 unsurluk yaptığı açıklamasında partisinin siyasetlerini eleştirmesi, yeni bir Saadet Partisi teşkilatı oluşturmak için kendi nezaretinde bir liste hazırlanarak partisinin kongre başkanlığına sunacaklarını belirtmesinin akabinde mevzuyla ilgili bir kıymetlendirme de partinin eski genel lideri Prof. Dr. Mustafa Kamalak’tan geldi.
“FERDİ AÇIKLAMALAR PARTİMİZİ BAĞLAMAZ”
KRT TV’de Aslı Kurtuluş Mutlu’nun sorularını yanıtlayan Kamalak, Oğuzhan Asiltürk’ün açıklamalarını ve parti içinde yaşanan gelişmeleri şöyle kıymetlendirdi:
* Bütün bu tartışmalar, her şeye karşın Saadet Partisi’nin toplum nezdindeki kıymetini arz etmektedir. Oğuzhan beyin o açıklamaları partimizi asla ve asla bağlamaz. Zira Türkiye’de siyasi partiler sistemi geçerlidir. Siyasi partiler kanunumuza nazaran bir tek kişinin beyanı partiyi bağlar. O tek kişi de hangi partiden olursa olsun tekrar liderin açıklamalarıdır.
* Saadet Parti’mizin genel lideri aşikardır; o da Sayın Karamollaoğlu’dur. Onun dışındaki ferdi açıklamalar partimizi asla ve asla bağlamaz. Oğuzhan beyin açıklaması misalen beni de bağlamaz, Yüksek İstişare Konseyimizi da bağlamaz. O açıklama, bir istişareye dayalı olarak yapılmış bir açıklama değildir. Ferdi bir açıklamadır. O şahsi açıklama da Oğuzhan beyin şahsını bağlar.
“ASLA KABUL EDEMEYİZ”
* Oğuzhan beyin, partiyi fevkalâde kongreye götürme yetkisi yoktur. Saadet Partisi tüzüğüne nazaran de bu türlü bir yetkisi yoktur. Bir siyasi partinin kongreye nasıl gideceği belirlidir. Siyasi partileri harikulâde kongreye genel lider ve genel yönetim şurası götürebilir. Harika kongreye gidilecekse bunun yolu ve metodu muhakkaktır. Durup dururken ortaya atıp partiye ziyan verici bir açıklamayı asla ve asla kabul edemeyiz.
* Saadet Partisi’nin cisminden çok daha kıymetli bir özgül tartısı, bir duruşu vardır. Ondan ötürü 18 sene sonra Sayın Cumhurbaşkanı Oğuzhan beyefendisi ziyaret ediyor. Şahsından ötürü değil, partinin değerinden dolayıdır. Saadet Partisi siyasi hayatta bir mihenk taşıdır.
“SAADET PARTİSİ PRENSİPLERİNDEN TAVİZ VERMEZ”
* Saadet Partisi’nin 50 yıllık bir geleneği var. Prensiplerinden asla taviz vermemiştir. Genel lider vermiş, parti vermiş, bakanlar vermiş, milletvekilleri vermiş ancak o prensiplerinden taviz vermemiştir. Nedir o prensip? Hepimiz bu milletin evlatlarıyız. Ayrılığa, gayrılığa yer yok. Biz bütün olmak zorundayız.
* Bu sözümüze uymayanlar kenara çekilebilir fakat öz budur. Hepimiz bu milletin evlatlarıyız. Saadet Partisi, Cumhur İttifakı’na yaslanacak olursa bu iktidarın Suriye siyasetini onaylamış olur. Kıbrıs Barış Harekatı’nda bize tek dayanak veren kardeş ülke Libya’nın parçalanmasını, bölünmesini, Kaddafi’nin linç edilmesini onaylamış olur. Irak’ın parçalanmasını, Amerika’nın orayı işgal edip 2 milyondan fazla insanı öldürmesini onaylamış olur. Bunları Saadet Partisi kabul edilemez. Bu söylediklerim benim şahsımı bağlar. Akıl için yol birdir.
“BÜTÜN BUNLARDA AKP’NİN VEBALİ VAR”
* Şunu net olarak söylüyorum. Mübarek bayram günü İsrail, Filistin’i bombaladı. 250 civarında saf insan hayatını kaybetti. Bunda AK Parti’nin vebali var. 20 yıllık mühlet içerisinde İsrail’in etrafını boşalttı. Amerika’nın yanında oldu. Suriye’yi vurdurdu. Irak’ı böldürdü. Kaddafi’yi linç ettirdi. Bunlar İsrail’in işine yaradı. Bunun vebalini veremeyecek olan bireylerle bir arada olmak kanaatimizce uygun olmaz diyoruz. Ulusal Görüş unsurlarıyla uyuşmaz diyoruz.
“ÜLKE İÇİN FELAKET OLUR”
Saadet Partisi’nin Cumhur İttifakı’nda yer almasının ‘vahim sonuçları’ olacağını tabir eden Kamalak, şöyle devam etti:
* Şu an bir Cumhur İttifakı var. Bunun karşısında kendi sözlerine nazaran ‘Zillet İttifakı’ var. Şayet Saadet Partisi, Cumhur İttifakı’nda yer alacak olursa Allah korusun Türkiye, trollerin tabiriyle iki kampa bölünür.
* Bir kampta kaba tabiriyle Müslümanlar kampı. Öbür kamp, gavurlar kampı diye anılır. Orası bölücüler, FETÖ’cüler, hainler olacaktır. Bunu kullanacaklardır. Bu ülke için felaket olur. Benim asıl telaşım oraya dayanıyor.
* Şayet Saadet Partisi bu kaideler dahilinde Cumhur İttifakı’nda yer alacak olursa, kendi 50 yıllık kırmızı çizgilerini kaybetmiş olur ve Türkiye iki keskin kampa bölünür. Ülke için felaket olur.
* Partimizin tabanı genel liderimizin etrafında kenetlenmiş durumdadır. Bunu gördüğü için Oğuzhan beyefendi rahatsızlığını bu cins açıklamalarla lisana getirmektedir.
