Orta Doğu’da gerilim savaşa dönüştü. İsrail’in “Yükselen Aslan” adını verdiği geniş çaplı hava harekâtında İran’daki birçok nükleer ve askeri tesis hedef alındı. Özellikle Natanz Nükleer Tesisi çevresinde yaşanan patlamalar, uluslararası kamuoyunda radyasyon sızıntısı endişesi yarattı.
NATANZ TESİSİNDE ARKA ARKAYA PATLAMALAR
İsrail’in saldırılarının en kritik hedeflerinden biri olan Natanz Uranyum Zenginleştirme Tesisi çevresinde, saldırı sonrasında üst üste patlamalar yaşandığı bildirildi. Bölgedeki patlamalar kısa sürede İran devlet medyası tarafından da doğrulandı. Ancak ilk gelen bilgilere göre, nükleer madde sızıntısına dair herhangi bir tespit bulunmuyor.
NÜKLEER BİLİM İNSANLARI ÖLDÜRÜLDÜ
İsrail’in operasyonunda, İran’ın nükleer programında görev alan üst düzey bilim insanları Feridun Abbasi ile Muhammed Mehdi Tahrançi de hayatını kaybetti. Bu isimlerin daha önce nükleer bomba geliştirme sürecinde aktif rol aldıkları iddia ediliyordu.
NETANYAHU: “NATANZ TESİSİNİ VE BİLİM İNSANLARINI HEDEF ALDIK”
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, operasyon sonrası yaptığı açıklamada, “İran’ın nükleer kapasitesine darbe vurduk. Natanz’daki uranyum zenginleştirme merkezini vurduk. Ayrıca nükleer silah üretimiyle bağlantılı bilim insanlarını da hedef aldık,” dedi.
Netanyahu açıklamasında ayrıca şu ifadeleri kullandı:
“Savaşımız İran halkına değil, diktatör rejime karşı. İsrail tarihi bir dönüm noktasında. Operasyon kaç gün sürerse sürsün devam edeceğiz.”
ULUSLARARASI ENDİŞE: SIZINTI OLMASA DA RİSK DEVAM EDİYOR
Uluslararası gözlemciler, şu anda radyasyon sızıntısı tespit edilmediğini ancak nükleer tesislerin zarar görmesinin uzun vadeli etkiler doğurabileceğini vurguluyor. Özellikle Natanz gibi stratejik bölgelerde fiziksel hasar ve güvenlik açığı olması, nükleer güvenlik protokollerini yeniden gündeme taşıdı.
