TRABZONSPOR YORGUNDU – AKSAL YAVUZ / MİLLİYET
44 yıl sonra Süper Lig’e yükselen çotanakların, iki haftada rakip ağları bulan topunun olmaması, o anlamda yirmi takım içerisinde tek olmaları hazır olmadıklarının en belirgin göstergesi. Tabi ki böyle bir fikstürle, lige Galatasaray’la oynayarak başlamak, devamında Trabzonspor’la karşılaşmak onlar adına büyük şanssızlık. Roma’dan elleri boş dönen Trabzonspor, İtalya’da verdiği dört sakatla adeta revire döndü; Peres, Gervinho, Cornelius, Trondsen, raporlu! İki komşu kentin arası; bağırsanız sesinizin duyulacak olması! Görülmeye değerdi Trabzonsporluların takımlarını deplasmana uğurlaması…
Maça dönecek olursak… 7. Dakikada Bakasetas’ın paraşütle kafasına indirdiği topu filelere yollamasıyla, takımın kazanmasında büyük pay sahibi olan Nwakaeme’nin, yorgun Trabzonspor’da sahanın en iyisi olduğunu, yorgunluk nedir bilmediğini söyleyelim. Topu ayağına her aldığında nöbetçi memur gibi başına dikilen eski takım arkadaşı Zeki Yavru ve Zeki’nin yardımına koşan arkadaşları da durduramadı Trabzonsporluların “ ayağının içi canımın içi” dedikleri oyuncuyu. Doğrusunu söylemek gerekirse; ilk iki maçta gümbür gümbür oynayan, pas yapmaya doymayan Trabzonspor’u göremedik sahada.. Belli ki Roma seyahati bayağı etkilemiş, bayağı yormuş oyuncuları.
Mesela girdiği daha zor pozisyonları gole çeviren Djaniny, öyle pozisyonları harcadı ki Trabzonsporlulara saç-baş yolduran! Onlardan biri ya da Bakasetas’ın direkte patlayan şutu gol olsa; skor çok daha farklı olabilirdi. Ayağa hızlı ve isabetli oynayan Hamsik de bayağı etkisizdi, Bakasetas ve arkadaşları gibi… Tüm bunlara rağmen sezon başından bu yana aksayan sol beki de eklerseniz, bir kişi eksik oynuyorsunuz demektir. Giresunsporlu oyuncular, ilk iki karşılaşmaya oranla daha iyi mücadele ettiler, daha derli toplu oynadılar. Zaman zaman etkili oynamalarının sebebi; bordo-mavili oyuncuların yorgunluğundan kaynaklı.
Özetle, yorgun olan, golcüsü olmayan Trabzonspor, Giresun’dan üç puanı, çok da iyi oynamadan tek golle almayı başardı… Böyle bir haftada lige kötü başlangıç yapan komşu takım ile karşılaşmaları onlar adına büyük şans idi. Bazen çok iyi oynar kaybedersiniz, bazen kötü oyuna rağmen kazanırsınız, dün Trabzonspor’un kazandığı-yaptığı gibi. Çotanakların ligde ilk golü de başka bir maça kaldı.. Dip not: Şu sıralar Trabzonsporluları mutlu edecek en güzel haberin; Nwakaeme’nin mukavelesinin uzatıldığını duymaları olur!
UĞURCAN SEN BİR LİDERSİN – CEMAL ERSEN / MİLLİYET
Hafta içi Roma karşısında oldukça yorulan ve yıpranan Trabzonspor için lige dönüşte bundan daha uygun rakip olamazdı. Açık söyleyeyim; Giresunspor’un işi çok zor. Milli maç arasına üçte üç yaparak girmek, hem dinlenmek hem sakatların dönüş sürecine katkı anlamında bordo-mavili takıma büyük moral oldu bu galibiyet. Lakin hiç kolay olmadı, son ana kadar ecel terleri döktüler. Ya kağıt üzerinde? Tablo ortada. Lider Trabzonspor. O zaman mazereti kabul edilebilir. Avrupa dönüşleri temsilcilerimiz için genellikle sorunlu oluyor. Trabzonspor da bu sendromu yaşadı.
Tamam; Peres, Trondsen, Gervinho ve Cornelius gibi isimler yoktu ama bu zengin kadro niçin kuruldu? Böyle dönemler için. Herkes hazır olacak, forma şansı bulunca hakkını verecek. Henüz 7. dakikada Giresunspor savunmasının büyük hatasını değerlendiren Nwakaeme’nin golüyle öne geçen Trabzonspor ikinciyi atıp rahatlamak yerine anlamsız biçimde top çevirmeye başladı. Abdülkadir Ömür, Hamsik ve Bakasetas gibi oyunu rakip alana yıkacak yetenekleri kullanamadı. İlk yarıda Djaniny de istediği pasları alamadı. Sadece Nwakaeme gayretli göründü, o kadar. Buna karşın Uğurcan’ın iki kritik kurtarışı vardı ki, Giresunspor’u cesaretlendirdi bu geriye yaslanış.
Ev sahibinin teknik direktörü Hakan Keleş de bunun farkına vardı ve ikinci yarıya Doukara-Sankhare hamleleri ile başladı. Puan istediği belli idi. Bunun için de çok gayret etti, pozisyonlar da buldu. Abdullah Avcı’nın ilk karşılığı ise Siopis ve Yusuf ile oldu. Abdülkadir etkisizdi, Bakasetas yoruldu. Bu değişiklikler bordo-mavili ekibi hareketlendirse de, Giresunspor’un oyuna tutulma isteğini engelleyemedi.Bu skorlar önde olan takım için her zaman risktir. En ufak hata canınızı yakabilir. Trabzonspor’un kafa ve fizik olarak yorgun olduğu o kadar belli idi ki, dakikalar ilerledikçe emareler daha derin hissedilmeye başladı. Oyuna sonradan girenler hariç takım adeta yürümeye başladı. Top kayıpları, geri dönüşte zorlanmalar dikkat çekti. Belki de bu sezon oynadığı tüm resmi maçlar içerisinde hücum anlamında en yetersiz ve kısır oyununu sergiledi Trabzonspor. Oysa en büyük avantajı önde basmak, rakibin oyun kurmasını engellemekti. Bu maçta çok azını yapabildi. Son dakikalarda bulduğu fırsatları değerlendirseydi bile, bu konudaki yargım değişmezdi.
Sonuç olarak istediğini elde etti mi? Üç puanı hanesine yazdırdığına göre evet. Ama şunu da sormadan edemiyorum; geniş bir kadronuz olabilir. Avrupa’da yola devam ediyor olsa idiniz, nasıl kaldıracaktınız bu yükü? Alternatif iyidir fakat takımın yaşı daha önemlidir. Gençlerin enerjisi, tıpkı Yusuf gibi değer katabilir arkadaşlarına. Forma bekleyenler bu gerçeği unutmasınlar. Tabii Abdullah hocanın da tercihlerini gözden geçirmesi gerekebilir. Trabzonspor için tedavi süreci başladı. Şu ana kadar kayıpsız ilerlemek elbette önemli. Uzun maratonda bazen böyle güçlükler yaşanabilir. Adım adım ilerlerken eksiklerini gidermek, yarışın her aşamasında mental ve fizik olarak hazır hale gelmek, şampiyonluk adaylarının ilk şartıdır. Daha kıymetlisi karakterli bir oyuncu grubuna sahip olmaktır. Trabzonspor bu ışığı veriyor.
İLK 100 TL’LİK KUPONA 100 TL HEDİYE