Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), haftalık rezerv verilerini kamuoyuyla paylaştı. Açıklanan son verilere göre, TCMB’nin toplam brüt rezervleri bir haftada %4,2 artış göstererek 144,3 milyar dolara ulaştı. Bu yükseliş, son iki ay içinde kaydedilen ilk yukarı yönlü hareket olarak dikkat çekti.
DÖVİZ REZERVLERİNDE SERT ARTIŞ
Merkez Bankası’nın döviz rezervleri, haftalık bazda %7,4 oranında artarak 53,6 milyar dolar seviyesine yükseldi. Bu artış, döviz piyasasındaki likiditenin güçlendiğine ve dış finansman dengesinin olumlu seyrettiğine işaret ediyor.
ALTIN REZERVLERİNDE DENGELİ SEYİR
Brüt rezerv artışına rağmen altın rezervlerinde sınırlı bir azalma yaşandı. Ancak bu gerileme, toplam rezerv varlıkları üzerinde önemli bir etki yaratmadı. Öte yandan kısa vadeli dış yükümlülüklerde ise artış kaydedildi.
KISA VADELİ DÖVİZ YÜKÜMLÜLÜKLERİ 121,5 MİLYAR DOLARA YÜKSELDİ
Kamu sektörünün ve Merkez Bankası’nın kısa vadeli döviz yükümlülükleri, %5,5 artışla 121,5 milyar dolara çıktı. Bu tutarın:
-
60,3 milyar doları önceden belirlenmiş yükümlülüklerden,
-
61,2 milyar doları ise şarta bağlı döviz yükümlülüklerinden oluştu.
Bu durum, döviz rezerv artışına rağmen yükümlülüklerin de arttığını gösteriyor.
IMF REZERV POZİSYONU VE SDR AZALDI
IMF rezerv pozisyonu ile SDR (özel çekme hakları) toplamı ise haftalık bazda %0,3 oranında azalarak 7,6 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu kalemdeki hafif düşüş, rezerv kompozisyonundaki değişimi yansıtıyor.
SWAP YÜKÜMLÜLÜĞÜ 19,6 MİLYAR DOLAR
TCMB’nin toplam yabancı para swap yükümlülükleri ise 19,6 milyar dolar seviyesinde sabit kaldı. Swap işlemleri, Merkez Bankası’nın döviz likiditesini artırmak için kullandığı araçlar arasında yer alıyor.
TCMB REZERVLERİNDE 2025 YILI GÖRÜNÜMÜ POZİTİF
Brüt rezervlerin yeniden artışa geçmesi, Türkiye ekonomisinin dış finansman pozisyonu açısından olumlu bir sinyal olarak değerlendiriliyor. 14 Şubat 2025 tarihinde 173,1 milyar dolar ile rekor kıran rezervler, ardından gelen düşüş sürecinden sonra ilk kez toparlanma gösterdi.
Ekonomistler, bu yükselişin devam etmesi halinde Türkiye’nin döviz pozisyonunda ve kredi risk priminde iyileşmelerin hızlanabileceğini öngörüyor.