Antalya Calista Otel Genel Müdürü Ali Kızıldağ, turizm sektörünün gidişatı ve sektörde uygulanması gereken yenilikler hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
“LONDRA FUARI İYİ GEÇTİ”
Kendilerinin de yer aldığı Londra fuarı hakkında bilgi veren Kızıldağ, “Bizim açımızdan iyi geçti. Uzun bir süredir pandemi nedeniyle olmuyordu. Daha önce WTM Londra Fuarı’na gittiğimizde, genellikle rakip ülke stantlarına ilgi daha büyüktü. Ancak bu sene gördük ki, İngiliz pazarına yönelik ciddi yükselişe müteakip, Londra’da stantlarımızda farklı ve çok ciddi ilgiyle karşılaştık. Bu durum hepimiz açısından sevindirici ve gurur verici anlar yaşattı. Bu vesileyle de İngiliz pazarı üzerine şunları söylemek lazım. Özellikle Antalya üzerinde çok da kendinden söz ettirmeyen bir İngiliz pazarı var. Pandeminin son zamanlarında bir atak yakalanmıştı. Akabinde, 2022 sezonunda gerçekten ‘Artık bende buradayım ve önemli aktörlerden biriyim’ diyen bir İngiliz pazarı var. Önümüzdeki yıllarda da 3’üncü sırayı alır diye düşünüyorum. Bu durum ülkemiz açısından da gurur verici bir gelişmedir” dedi.
“İNGİLTERE BİRİ BİR ARTIŞ İVMESİYLE YÖNETMEMİZ GEREKEN PAZARLARDAN BİRİ”
Kızıldağ’ın açıklamalarının devamı ise şu şekilde: “İngiltere’de hem Sterlin hem de Euro geçerliliğini aynı şekilde koruyor. Euro bazlı kontratlarımız vardı. İngiliz pazarı tabi Sterlin’in kur farkı yüksekliğini iyi kullandı.Sterlin önemli bir para birimi olması nedeniyle, biz otelciler bu kur farkının gücünü hissettik. İki tarafta da kazan kazan politikası var. İngiliz pazarı da artık en az Almanya kadar önemli… Bu nedenle İngiltere, iyi bir artış ivmesiyle yönetmemiz gereken pazarlardan biri… Parasal gücü ve konumundan ziyade, her zaman sepetin içinde varlığını hissetmemiz gereken bir Pazar… Geçmiş yıllara dönüp baktığımızda, kriz zamanlarında sürekli alternatif pazarlar yaratmak ve birilerinin yerini alması ihtiyacı doğmuştu. Bu nedenle İngiltere pazarı vazgeçilmez, olmazsa olmazımız haline geldi.
“TURİZM SEKTÖRÜ SAVAŞLARDAN DOLAYI OLUMSUZ ETKİLENDİ”
Turizm sektörü tüm dünyada ve ülkemizde de savaşlardan dolayı olumsuz etkilendi. Bu sözü her ortamda paylaşırım; ‘Turizm her zaman barış ortamında gelişen ve büyüyen bir sektördür.’ Bu nedenle her zaman savaş ortamından uzak durur, barış ortamının tüm dünyada hakim olmasını tercih ederiz. Ukrayna pazarı yok diyebiliriz. Ukrayna’dan hava sahası kapandıktan sonra hareket olmadı. Kara yoluyla gelen Ukraynalılar ise kısa vadeden sonra yerleşik hayata geçtiler. Ruslar yaptırımları nedeniyle Türkiye’de, sayısal anlamda eski yıllarda olduğu kadar yüksek olmasa da fiyat anlamında daha yüksek rakamlarla ağırlandılar.
Öncelikle olayda bu ve buna benzer terör saldırılarında hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına da baş sağlığı diliyorum. Yaralılara da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum ve terörü lanetliyorum. Maalesef ülkemiz yıllardır terörden çok çekti. Yaşanan can kayıpları, milyarlarca dolarlık maddi kayıplara ve yaralara yol açtı. Maddi kayıplar, ülkemizin altyapısı, sağlık ve eğitim için kullanılabilirdi. Bu birçok yatırımın da yapılamaması demek. Dileğimiz bu terör saldırılarının tekrarlarının olmaması. Turizm açısından çok kötü bir gelişme. Ancak artık dünyanın her noktasında buna benzer saldırılar olabiliyor. Dileğimiz barış içinde yaşanması… Sürdürülebilir bir dünya için harekete geçilmesidir.
“KONAKLAMA VERGİSİNİN OLUMSUZ TARAFI VAR”
Bence olumsuz bir tarafı var. Şöyle ki, turizm sektörü yıllardır sıkıntılar karşısında kriz süreçlerini yöneterek bu günlere geldi. Bir yıl iyi, bir yıl kriz şeklinde süregelen bir döngüsü var. Pandemi de inanılmaz büyük sıkıntılara yol açtı. Çok büyük küresel bir krizi yönetmek zorunda kaldık. Hem maddi olarak hem de insan kaynağı olarak ciddi kayıplar verdik. Bu yıl hakikaten pandeminin yaraları sarıldı. Özellikle bu yıl tesislerin yenilenmesi ve altyapının güçlendirilmesi anlamında yeni yatırımlar konusunda büyük sıkıntılar vardı..
En azından beş yıl, iyi geçen sezonlarla yatırım için fon oluşturulmalı. Sonuçta bu tesisler dünyayla rekabet halinde… Rakip destinasyonlar ekonomik olarak çok güçlüler. Bu nedenle turizm sektörü bu ülkenin geleceği ve dinamikleri açısından büyük önem arz ediyor. Türkiye’de sektörün içinden bir bakanla süreçler çok doğru yönetiliyor. Hem kamu hem de özel sektör süreçlere katkıda bulunuyor. Zaten turizm sektörü deneyimli. Bu nedenle sektör üzerindeki vergi yükünün birkaç yıl daha hafifletilerek devam etmesi görüşünü benimsiyorum. Bu süreç daha tam olarak netleşmese de hem otelden hem acenteden alınacak şeklindeki uygulama, Avrupa’daki sistem gibi olmalı… Avrupa’da ayak bastı gibi bir kere para alınıyor. Bu şekilde çok daha pratik olacaktır. Bir sürü soru işaretini de yok edecektir. Tüketici tarafından da bilindik olması nedeniyle, sıkıntı olmayacağı kanaatindeyim.”