Corona virüsü salgınında geliştirilen aşıların faz çalışmalarının neredeyse tamamı, sağlıklı gönüllülerde yapıldı.
Tüm dünyada olduğu üzere ülkemizde de corona virüsü salgınında en büyük risk kümesini oluşturan kanser hastaları, virüsün ölümcül tesirlerinden korunmak için süratle aşılandı.
Fakat bağışıklık sistemi hayli zayıf olan kanser hastalarındaki en büyük telaşlardan biri, aşıların sağlıklı insanlardaki kadar tesirli olup olmayacağı.
İşte bu sorunun cevabını bulmak emeliyle Türkiye çapında Sıhhat Bakanlığı’nın da müsaadesiyle büyük bir çalışma başlatıldı.
Yaklaşık 25 onkoloji merkezinin dahil olduğu çalışmada, Sinovac ile aşılananlardan yarısı sağlıklı, yarısı da kanser hastası gönüllülerden oluşan 1500 kişinin aktiflik bilgileri karşılaştırılacak.
Araştırmayı yürüten merkezlerden İstanbul Medeniyet Üniversitesi Prof. Dr. Süleyman Yalçın Kent Hastanesi Onkoloji Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Mahmut Gümüş, çalışmanın ayrıntılarını anlattı.
“KANSER HASTALARI AŞI ÇALIŞMALARINDA FAZLA YER ALMADI”
Corona virüse karşı dünyanın farklı ülkeleri tarafından farklı sistemlerle çeşitli aşılar geliştirildiğini belirten Prof. Dr. Gümüş, “Biz, bu sistemlerden kimileriyle yapılmış aşıları covid için değil de farklı hastalıklar için, pnömoni yahut grip aşısı üzere, hastalarımıza uyguluyorduk aslında. Metot olarak baktığımızda, bu yapılan (covid) aşı çalışmalarında kanser hastaları çok fazla yer almadı. Birtakım aşı çalışmalarında yüzde 3 yahut 4 oranında kanser hastaları da alındı. Kanser hastalarımıza aşı uygulamasını Sıhhat Bakanlığı, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği ve dünyadaki onkoloji otoritelerinin tavsiyesiyle biz de önerdik. Buradaki tek tasamız, sanki aşılar gereğince tesirli mi kanser hastalarında? Yan tesirleri konusunda çok önemli kaygılarımız yok olağan topluma nazaran. Lakin hastalarımızın immün sistemi çok düşük olduğu için, aşıdan gereğince yarar görebiliyorlar mı diye düşünerek bu çalışmayı başlattık” dedi.
ARAŞTIRMA SONUÇLARI YAZ SONU ORTAYA ÇIKACAK
Kanser hastalarında covid aşılama vakitlerinin kemoterapi yahut sistemik tedavilerine nazaran ayarlandığını ve aşılamanın iki tedavi ortasında denk getirerek yapıldığını anlatan Prof. Dr. Gümüş, “Covid sahiden çok önemli bir sıhhat sorunu. O nedenle ne vakit bulursak, hangi aşıyı bulursak olmamız gerekiyor. Kanser hastalarımızın birçok 65 yaş üzeri ve risk kümesi olduğu için aşılandı aslında. Bu çalışma ile aşıların kanser hastalarındaki aktifliğinin yanı sıra yan tesirlerine dair de net sonuçlar elde edeceğiz. Çalışmayı hem Sıhhat Bakanlığı hem de etik kurallardan gerekli müsaadeleri alarak başlattık. Türkiye çapında 25’in üzerinde merkez yer alıyor. 1500 gönüllümüz var, bunların yarısı sağlıklı şahıslar, yarısı da kanser hastalarımızdan oluşuyor. Aşı sahiden aktif mi, kanser hastalarının aşılandıktan sonraki 6 aylık müddette covid geçirme oranlarını ölçmek istiyoruz. Bu ortada da hem birinci hem ikinci doz sonrası yaşanan yan tesirleri de kayıt altına alıyoruz. Şimdiye kadar günlük pratiğimizde de hastalarımızın birçoklarında önemli bir yan tesir ile karşılaşmadık. Genel toplumdan farklı bir tablo beklemiyoruz da bu hususta. Lakin yaz sonuna hakikat bitecek bu çalışmanın sonuçları da bize daha objektif bilgiler verecek” biçiminde konuştu.
SİNOVAC İLE YAPILAN ÇALIŞMA mRNA AŞILARI İÇİN DE YAPILACAK
Başlangıçta ağır olarak Sinovac aşıları kullanıldığı için birinci etapta bu aşıyla ilgili bilgileri elde edeceklerini anlatan Prof. Dr. Gümüş, şu bilgileri vererek kelamlarını sürdürdü:
* Daha sonraki çalışmalarımızda, öteki metotlarla üretilen aşıları da ekleyelim istiyoruz. Aşılamaların akabinde klinik olarak grip ve zatürre aşılarında gördüğümüz yan tesir profilinden çok farklı bir tablo ile karşılaşmadık. Hastalarımızın birçok 65 yaş üzeri hastalar esasen.
* Doğrusu aşı nedeniyle tedaviyi aksatan ya da hastanede yatmayı gerektiren önemli bir yan tesir neredeyse hiç yaşamadık. Kanser hastalarının aşılanma noktasında sağlıklı insanlardan çok farklı olmadığını düşünüyoruz.
* Aşıların birebir karşılaştırılması ile ilgili yapılmış çok büyük çaplı çalışmalar şimdi yok. Bunlar vakit içerisinde elde edilecek. Sinovac, mRNA aşısı ya da öteki aşı tipleri ile ilgili karşılaştırmaları vakitle göreceğiz.
* Her iki aşı çeşidinde de ya da farklı aşı çeşitlerinde oluşan antikorların (kanser hastalarını) ne seviyede koruduğuna yönelik geniş çaplı çalışmalar da şimdi yok. Ancak buradaki tecrübeler arttıkça rapel dediğimiz belli aralıklarla aşıların tekrarlanması gündeme gelecek üzere görünüyor.
*Onun için covid devri bitti, aşı çalışmalarını bir kenara bırakalım dememek lazım. Ulusal manada da bunu önemsiyorum. Bu tahminen uzun yıllar bizim için Hepatit aşısı üzere ya da öbür aşılar üzere gerekli olacak üzere duruyor.
* O nedenle de ülkemizde yürütülen aşı çalışmalarını yürekten desteklemek gerekiyor. Zira daha uzun vadeli bir süreçte bize gerekli olacak bu aşılar. (DHA)
