Şansal Büyüka: İlk üç haftadaki ‘en iyi adam’ tartışmasız Szalai

 Şansal Büyüka: İlk üç haftadaki ‘en iyi adam’ tartışmasız Szalai

ŞANSAL BÜYÜKA İLE DOBRA DOBRA

Michy Batshuayi ve Alex Teixeira’nın katılımından sonra Beşiktaş’ta ve şampiyonluk yarışında çok şey değişir…
– Galatasaray’da çok hızlı iki kenar adamı Kerem Aktürkoğlu ve Barış Alper Yılmaz’ın arasında çok ağır bir Mbaye Diagne… Nasıl olacak bu iş…
– Süper Lig’in ilk üç haftasında “en iyi adam“ kim derseniz, tartışmasız Fenerbahçeli Attila Szalai derim…
-Kadron ne kadar iyi olursa olsun… Yavaş oynarsan ekmek yok… Medipol Başakşehir bunu bir türlü anlayamadı…
– Abdullah Avcı, her şartta çok sakin hocadır… Giresunspor maçındaki sinirini ve el-kol hareketlerini, tavırlarını yadırgadım…
-GZT Giresunspor kalecisi Okan Kocuk, Trabzonspor maçında yediği gole bir baksın… Amatör kaleci yemez…
– Yukatel Kayserispor’da Hikmet Karaman, Kasımpaşa’da Cihat Arslan… Farkları fark ediliyor…
-Fenerbahçeli Muhammed Gümüşkaya… Yaşı çok genç, futbol aklı ve ayakları çok iyi…
– Galatasaraylı Kerem’e… Yalandan yatma, kaybedersin…
– Fenerbahçeli Serdar Aziz’e… Bu kaçıncı böyle… Rakibe penaltı riski taşıyan hareketler yapmaktan artık vazgeç…

İçerik Sayfası Reklam Alanı
 

Sudaki balık misali
Türkiye’ye çok iddialı santrforlar geldi, çok iyi oynadılar, çok gol attılar, gol kralı oldular… Beşiktaş’ın yenisi Michy Batshuayi’ye baktım, gelenlerin hepsinden çok farklı… Sudaki balık gibi… Tutma şansın yok… Oltaya gelmiyor… Bir yerinden tutuyorsun, diğer taraftan kaçıyor… Batshuayi, bu aşırı hareketli ve çabuk oyununa bir de golleri ekleyebilirse tadından yenmez…

Ferdi’den fermuar!
Fenerbahçe Teknik Direktörü Vitor Pereira’nın yeni sisteminde Ferdi Kadıoğlu için “oynamaz“ diyenler çoğunluktaydı… Bunlardan biri de bendim… Ferdi, Helsinki ve Altay müsabakalarında öyle oynadı ki, “oynamaz“ diyenlerin ağzına fermuar çekti… Cevap lafla verilmez, Ferdi’nin yaptığı gibi sahada verilir…

Değişim ve gelişim budur
-HJK Helsinki maçında Nazım Sangare auta çıkmakta olan topa mucize bir depar atıp golü yoktan var etti…
– Altay maçında Ferdi Kadıoğlu, yüzde yüz rakibin kontrolünde olan topa yetişti, çaldı, düştü, kalktı, golü attı…
-Fenerbahçeli oyuncular geçen sezon önlerindeki topa vurmaya üşeniyorlardı…
– Bu sezon imkansız toplara yetişiyorlar…
– Aradaki çarpıcı fark, çarpıcı değişim ve gelişim budur…

Alkışlanan goller
1- Ferdi Kadıoğlu (Fenerbahçe)
2- Lobjanidze (Atakaş Hatay)
3- Alex Teixeira (Beşiktaş)
4- Halil Akbunar (Göztepe)
5- Assombalonga (Adana Demir)

Gençleştirme, ama arada bir fark var
Galatasaray ile Fenerbahçe, takdir edilecek biçimde gençleştirme yapıyor… Ancak arada bir fark var…
-Galatasaray ciddi bonservis paraları vererek gençleşiyor…
– Fenerbahçe beş kuruş harcamadan, altyapıdan gençleşiyor…

Haftanın ardından

– Penaltı karambolü: Özgür Yankaya (Antalya-Rize maçında 3 penaltı)
-Fırtına adam: Michy Batshuayi (Beşiktaş)
– Bir zamanlar maziye bak: Aytemiz Alanyaspor
– Diriliş: Yukatel Kayserispor
-Meyve vermeyen takım: Medipol Başakşehir
– Erken arıza: Mario Balotelli (Adana Demirspor)
– Karagümrük yanıyor: Kadro iyi, oyun geçen yıldan kötü…
– Oynamaz diyenlere: Ferdi Kadıoğlu (Fenerbahçe)
– İkram servisi: Galatasaray savunması

Haftadan inciler
-Ersun Yanal: Biz bu işin keyfinde değil, kavgasındayız…
-Sergen Yalçın: Hakem bizi kandırdı…
-Vitor Pereira: Eski hayatımda Türk’tüm…

Doğruyu söyledi kadro dışı kaldı
Medipol Başakşehirli Junior Caiçara “Sadece savunmayı düşünerek oynamamalıyız… Aynı zamanda rakiplere de saldırmalıyız… Çünkü bizi şampiyon yapan şey bu” diye tweet attığı için kadro dışı bırakıldı… Caiçara tepeden tırnağa haklı… Doğruyu söyleyenin dokuz köyden kovulması misali, Caiçara kadro dışı bırakıldı… Caiçara derhal affedilmeli, Başakşehir takımı, modeli geçmiş futbol anlayışını terk edip; hızla, zaman yitirmeden günümüzün atletik ve hızlı futboluna dönmeli…

Tehlike çanları
Medipol Başakşehir ilk 3 maçta 0 puan çekti… Kendi sahasında sonraki üç maçı sırasıyla; Fenerbahçe, Çaykur Rizespor, Beşiktaş… Tehlike bazen kapıyı erken çalar… Uyanmalı ve önlem almalısınız…

Omuzlardan kapı önüne!
Adana Demirspor’un daha bir ay önce şampiyonluk kupasını aldığı gecede Samet Aybaba “Büyük Hoca” diye omuzlardaydı… Aradan üç hafta geçti, Samet Hoca kapının önünde… Bu Balotelli az hoca kovdurtmadı… Son kurban Samet Aybaba oldu…

Melo-Selçuk gibisi 40 yılda bir gelir!
Sözcü Gazetesi, Fatih Terim kaynaklı manşet yapmış “Galatasaray yeni Melo ile Selçuk İnan arıyor“ diye…
1- Yeni bir Felipe Melo-Selçuk İnan ikilisi kırk yılda bir gelir… Bulmak kolay değil…
2- Halen transfer diye kıvranıyorsanız, demek ki yaptığınız 9 transferin içinde yanlışlar var…

Pardonu yok bunun!
– Galatasaray, bireysel hata yapar, gol yer, goller yer…
– Galatasaray, kötü oynar kaybeder…
– Kızmam, bozulmam… Futbolda var bunlar…
– Ama oyun berabere gidiyor, puanlar gidiyor…
– Buna rağmen son dakikalarda bile vitesi artıramazsan…
– Can havliyle saldırmazsan…
– Ölümüne oynamazsan…
– Buna kızar, buna bozulurum…

Öfke… Nereye kadar?
Galatasaray Kulübü Başkanı Burak Elmas; camianın ve Türk futbolunun alışkın olmadığı bir profil çiziyor… Başkan Elmas, göreve geldiği günden beri “atarlı-giderli-buyurgan” açıklamalar yapıyor… Nitekim; Burak Elmas göreve geleli, belki de 45 günü yeni geçti. Başkan, TFF Disiplin Kurulu’ndan 45 gün ceza aldı…
Burak Elmas’ın daha ilk günlerinde, Habertürk TV’de 4 başkanın katıldığı yayında “TFF’den rica etmiyoruz, istiyoruz” demesi, dikkatimi çekmişti… Başkan sonrasında bu açıklamalarını, dozunu artırarak sürdürdü…
Başkan Burak Elmas’ın bu açıklamaları tribün amigolarının hoşuna gidebilir… Ancak Başkan Burak Elmas, ne kadar haklı olursa olsun, bu kadar atarlı, tavırlı, buyurgan açıklamalar yapar, karşılığında bir kazanım elde edemezse, inandırıcılığını ve koltuğunun ağırlığını kaybeder… Galatasaray Başkanları daha az konuşmalı, konuştuğunu yaptırmalı… Rahmetli Özhan Canaydın bir maçtan sonra “Bu hakem gidecek” demiş, Ali Aydın hakemliği bırakmıştı… Söz yerinde ağırdır, yol yakınken hatırlatmak isterim…

Yaşasın bayrak yaşasın Atatürk
30 Ağustos sabahı kalktım, gazetelere baktım, haftalık yazı için bilgisayarın başına oturdum… Kulağıma çevreden “Harbiye Marşı” gelmeye başladı… Kaç zamandır duyamaz, dinleyemez olmuştuk… ”Darbe çağırışımı yapıyor“ diye neredeyse yasaklanacak noktaya gelmişti…
Duygulandım, telefonuma Harbiye Marşı’nı indirdim, bir dinledim, bir daha dinledim… Duygularım zirve yaptı… Yaşasın Vatan… Yaşasın Bayrak… Yaşasın Atatürk…

 

Yorum Yap