Zehirlenen kişiyi kapalı alana almayın
Orman yangını dumanının farklı boyutlardaki zerrecikler, su buharı, karbonmonoksit, karbondioksit ve nitrojen oksitlerden oluşan gazların karışımı olduğunu belirten Karagöl, “Dumanın içindeki büyük zerrecikler akciğerin derinliklerine ulaşamasa da burun ve boğazı tahriş edebilir. Ancak daha ince olan zerrecikler ve gazlar akciğerlere çekilebilecek kadar küçüktür ve sağlığa son derece olumsuz etkileri olabilir” dedi.
Yangın dumanının insan sağlığına olası etkilerinin yaş, daha önceden var olan astım ve kalp hastalığı gibi sağlık sorunları ve dumana maruz kalınan zamanın uzunluğuna bağlı olduğunu söyleyen Öğr. Gör. Özlem Karagöl, zehirlenmelerin hafif seyirli sürebileceği gibi hayatı tehdit edecek durumlara kadar da gelebileceği uyarısını yaptı.
Karagöl, sıradan kâğıt maskeler, mendiller veya büyük mendillerin orman yangını dumanındaki ince zerrecikleri filtrelemeyeceğini ve akciğerleri korumada kullanışlı olmadıkları bilgisini de paylaştı. Hayati tehlikenin bulunduğu durumlarda ilk yardımın büyük önem kazandığını vurguladı.
Solunum zehirlenmelerinde yapılacak ilk müdahaleler
Solunum zehirlenmelerinde yapılacak ilk müdahalelerin hayati önem taşıdığını ifade eden Karagöl şu bilgileri verdi: Zehirlenme solunum yolu ile meydana gelmiş ise dumana maruz kalmış kişiyi kapalı alana almayın, temiz havaya çıkarın veya pencere, kapı vs. açarak ortama temiz hava girmesi sağlayın.
Mutlaka maske veya ıslak bir bezle ağzınızı ve burnunuzu kapatın ve ortamdan mümkün olduğunca hızlı şekilde çıkın/uzaklaşın. Solunum yolu zehirlenmeleri ciddi boyutta olabileceği için belirtiler görülmeye başladığı anda sağlık kuruluşlarından yardım talep edilmeli.
Yanıklarda ilk müdahale nasıl olmalı?
Yanık vakalarında da durumun ciddiyetini belirlerken yanan cilt bölgesinin genişliği ve derinliğinin yanı sıra yakan maddeyi de göz önünde bulundurmak gerektiğini söyleyen Karagöl, çocuklarda tüm vücut yüzeyinin yüzde 12’sinden fazlası yanmışsa hayati tehlikenin söz konusu olabileceğine dikkat çekti. Karagöl yanıklara ilk müdahalelerde yapılması gerekenleri şöyle anlattı:
Küçük yanıklarda yanık bölgesini basınçsız akan soğuk suyun altına tutmak suretiyle ağrıyı azaltın. Böylece yanan yerin su toplamasını da önleyebilirsiniz. Yanık su toplarsa su toplayan yeri patlatmayın. Burası yeni deri oluşurken yanan bölgeyi koruyarak iyileşmesini kolaylaştırır. Yanığın üstüne krem, diş macunu ya da yoğurt gibi şeyler sürmeyin. Deride kızarıklığa yol açan 2-3 santimetrelik küçük ve yüzeysel bir yanık önemli değildir, evde tedavi edilebilir. Bundan daha büyük bir yanık ise yanık yerinden su kaybına ve mikrop kaparak enfeksiyona yol açabileceği için tehlikeli olabilir.
Deriye yapışmış giysi parçalarını çıkarmayın
“Büyük yanıklarda kaynar suyla, kızgın yağ ya da kimyasal maddelerle temas etmiş olan kişilere doğru ilk müdahalenin hayati önem taşıdığını ifade eden Karagöl, Giysilerin yakıcı maddelerle temasın olduğu bölümlerini kişinin diğer yerlerine değdirmeden makasla keserek üzerinden çıkarın.
Yanan deriye yapışmış yanık ve kavruk giysileri çıkarmaya çalışmayın. Yanık sahasını soğuk suyla serinletin. Derisini ovalamayın. Yanığa kimyasal maddeler yol açtıysa deriyi bol soğuk su ile iyice yıkayın. Eğer yanık bölgesine yapışan bir kumaş varsa buna müdahale edilmemeli” diye konuştu.
“Kişi elbiseleriyle yanıyorsa hemen yere yatırın diyen Karagöl, Yanan yerlere elinizle dokunmayın, kendi giysilerinizi değdirmeyin. Su dökerek üzerine kilim, battaniye ya da kalın perde kapatarak alevleri söndürmeye çalışın. Bunu yaparken yanan kişinin başını örtmemeye olabildiğince dikkat edin. Alevleri naylon gibi yanıcı maddelerle örterek söndürmeye çalışmayın. Yanan kişiyi dışarı çıkarmaya kalkmayın, çünkü hava alevleri güçlendirir” açıklamasında bulundu.
Bebeklerde küçük görünen yanıklara dikkat
“Bebeklerin cildinin çok hassas ve ince olduğu için kolay yanabileceği ve bağışıklık sistemleri de tam gelişmediğinden iyileşme sürecinin problemli geçebileceği uyarısını yapan Karagöl, Bebeklerin vücut yüzeyleri küçük ancak orantısı erişkinlere göre farklıdır. Bu nedenle küçük gibi görülen bir yanık alanı bile hayati tehlike arz edebilir. Bu nedenle yanık üzerine diş macunu ve yoğurt gibi uygulamaların yapılmaması gerekir. İlk olarak yapılacak uygulama yanık bölgesinin acil olarak soğutulmasıdır. 15 dakika kadar yanık olan bölgeye su tutulması hem ağrıyı hem de yanığın derinleşmesini önleyecektir” ifadelerini kullandı.
Bebeklerdeki yanıkların ihmal edildiğinde hayat boyu iz ve fonksiyon kaybına yol açabilecek sonuçların ortaya çıkabileceğine dikkat çeken Karagöl, “Özellikle el, yüz, ayaklar ile genital bölge yanıkları hastaneye yatışı gerektirir. Yüzeysel yanıklarda bitkisel ya da başka materyallerin kullanılması enfeksiyona sebep olabileceği gibi yüzeysel bir yanığı da derin yanığa dönüştürebilir. Bu da doku kaybı ya da doku nakli gibi uzun süren tedavileri gerektirebilir” diye konuştu.